Son günceleme Ocak, 2025
Hamilelik, erkekten gelen spermin kadında var olan yumurtayı döllemesi sonucunda zigot denilen döllenmiş yumurtanın rahim içerisinde gelişmesi sonucu oluşan canlı dokudur. Söz konusu gelişimin kadın dokusu ve fiziğinde meydana getirdiği döneme de hamilelik denir. Bu süreç normal şartlarda 9 ay 10 gündür. Hamileliğin ilk haftalarda tespit edilmesi çok zordur. Çünkü hamileliğin ilk tespit edilebildiği yöntem kan testidir. Bunun için de döllenmenin üzerinden 1 hafta ila 10 gün arasında bir sürenin geçmiş olması gerekir. Hamilelik kanda kendini gösterdikten belli bir süre sonra idrarda gözükür. Eczanelerde satılan basit hamilelik testi marifeti ile hamileliğin pozitif ya da negatif olduğu öğrenilebilir. Hamileliğin ilk haftası kadın vücudunda da fiziksel anlamda çok fazla değişiklik gözlenmez.
Bir bebek sahibi olmayı ve kısa süre içerisinde hamileliğin gerçekleşmesini mi istiyorsanız yumurtlama takvimi, ne zaman döllenmenin olabileceği ile ilgili size yol gösterir. Kadınların yumurtalıklarında her ay bir adet yumurta ayrılır ve tüplerde döllenme için hazır halde durur. Bununla eş zamanlı olarak rahim yumurta yerleşmesi için hazır şekilde bekler. Bu dönem hamilelik oluşabilecek dönemdir. Yumurtlama hesabı da bu takvime göre yapılır.
İnternette bulunan basit yumurtlama takvimi hesaplama tabloları ile yumurtlama hesaplaması kolay şekilde yapılabilir. Gerekli veriler takvime girildiğinde yumurtlamanın hangi gün olacağı, doğal olarak hamile kalma ihtimalinin hangi gün en yüksek ihtimal olduğunu belirleyebilirsiniz. Yumurtlama takvimi % 100 kesin sonuç veren bir uygulama değildir. Takvime, verilerin doğru şekilde girilmesinden sonra elde edilen yumurtlama günü yüksek bir ihtimal oranını gösterir.
Normal şartlarda adet dönemi sağlıklı bireyler için 28 gündür. Fakat adet gününün 21 gün ile 35 gün arasına sarkması normal kabul edilir. Adet tarihinin her gecikmesi hamile kalındığı anlamına gelmez. Fakat kadının adet döngüsü ne kadar düzenli ise yumurtanın döllenme şansı da o kadar fazladır.
Yumurtlama takvimi ile yumurtlama gününü tespit etmek için adet döngü günü esas alınır. Adet döngüsü ortalama 28 gün olan kadınlarda adet döngüsünün tam ortasında yani 14. günde yumurtlama olur. Her kadının adet döngüsü farklıdır. Adet döngüsü ne kadar uzunsa yumurtlama günü de o kadar ileriye kayar. Daha kısa bir döngüde ise tam tersi olur, yumurtlama günü öne kayar.
Hamilelik için en uygun zaman yumurtlamadan hemen önceki dönemdir. Bunun sebebi ise kadının vajinasında hareket halinde olan sperm hücreleri 48-72 saat boyunca canlı kalabilir. Tüplerde ilerleyen yumurtanın ise 12-24 saat arasındadır.
Hamileliğin ilk haftaları anne adayları için duygusal bir dönemdir. Hamileliğin ilk haftasında anne adayında yaşananları özetlersek eğer:
Kanda dolaşan östrojen ve progestin hormonlarında artış yaşanır. Yumurtalıklarda bulunan folikuller çatlar, yumurta atılır. Yumurtalardan biri foliküllerden çıkarak fallop tüpüne ulaşır. Döllenme burada olur. Döllenmiş yumurta yaklaşık 4 gün boyunca kendisi ile özdeş 16 hücreye bölünür ve gelişimini devam ettirir. Hamilelik 38 haftalık bir süreç gibi gözükse de doktorlar bu süreyi 40 hafta olarak hesaplarlar. Yani döllenme olduğunda iki haftalık hamile sayılırsınız. Fetus bu dönemde küçücük bir canlı olsa da annenin vücut fonksiyonlarını değiştirmeye başlar. Bu dönemde mide bulantısı nadir gözükse de, halsizlik, iştahsızlık ve eklem ağrıları görülebilir. Aynı zamanda duygusal yoğunluk, yaygın görülen ruhsal değişimlerdendir.
Adet sancılarına benzer nitelikte karın ağrısı, bel ve baş ağrıları görülebilir. Aynı zamanda baş dönmeleri de sık karşılaşılan durumlardandır. Hamileliğin ilk belirtilerinden itibaren folik asit hekim kontrolünde başlanabilir.
Gebelik sürecinde her 3 aylık döneme trimester adı verilir. Gebeliğin 40 haftalık bir zaman dilimi olduğunu düşündüğümüzde ilk trimester 12 haftalık sürenin sonuna kadar olan süreçtir. Gebelikte trimester dönemleri aşağıdaki dönemlere göre sınıflandırılır:
1 ile 13. hafta arası 1. trimester dönemi, 14 ile 26. hafta arası 2. trimester dönemi, 27 ile 41. hafta arası 3. yani son trimester dönemidir.
İlk trimester döneminde hormonlarda yaşanan artış ile birlikte iştah değişikliği, aşerme, kusma, bulantı, sık idrara çıkma ve uykusuzluk gibi durumlar sık yaşanan semptomlar arasındadır. Tüm bu değişikliklere rağmen hamileliğin ilk trimester döneminde çok fazla kilo alımı ile karşılaşılmaz. Hatta bu dönemde yaşanan yoğun iştahsızlıktan dolayı kilo dahi verilebilir.
Hamileliğin ilk günlerinde adet kanaması benzeri küçük kanamaların olması son derece normaldir. Birçok kadın bu kanamayı görünce düşük yapıyor endişesine kapılır. Bununla birlikte kanamaların yoğunlaşması ve sık sık kramplar ile karşılaşılması durumunda ciddi bir sağlık problemi ile karşılaşılabilir ve derhal doktor muayenesi gerekir. Düşükler genellikle ilk trimester döneminde gerçekleşir. 2. ya da 3. trimester döneminde karşılaşılan kanamalar bebek ve anne adayı için ciddiye alınması gereken bir risk olabilir.
İlk trimester döneminde günde en az 2 litre su tüketmek, gün içerisinde kısa yürüyüşler yapmak, periyodun ilerleyen günlerinde doktorunuza danışarak 30 dakikalık düşük tempolu yürüyüşler yapmak bu dönemi sağlıklı geçirmeniz için son derece önemlidir.
İlk trimester döneminde smear testi ve tiroit testi yaptırılmalıdır. Bu kapsamda ihtiyaç duyulan vitamin ya da mineral destekleri hekim tavsiyesi ile yapılabilir.
Hamilelikte doğal olarak her hafta farklı değişimler yaşanır. Hamileliğin 2. haftası en hızlı değişimin yaşandığı zaman dilimidir. Bu dönemde kendinizi gebe olarak hissetmeseniz bile vücudunuz hamilelik hormonları üretmeye başlar. Menstrüasyon döngünüzün sonlandığı bu dönemde hem fiziksel hem de hormonal pek çok değişiklik yaşanır. Bu süre zarfında annenin rahmi gebeliğe hazırlanır. Endometrium olarak da isimlendirilen rahim duvarı kalınlaşarak, embriyonun rahimde tutunması sağlanır. Bebeğin temel ihtiyaçlarının karşılanması için rahim bölgesinde kanlanma artar. Hamileliğin ikinci haftası kendinizi uzun bir gebeliğe hazırladığınız önemli bir dönemdir.
Vitamin takviyesine ihtiyaç varsa ya da düzenli olarak kullandığınız ilaçları bırakmanız gerekiyorsa bu dönem doktorunuzla temasa geçmeniz uygun olacaktır. Plansız bir gebelikse ve daha önce başlanmadıysa hamileliğin ikinci haftasından itibaren folik asit takviyesi alınabilir. Bebe ```html
ğin beyin ve sinir sisteminin gelişimi açısından folik asit takviyesi son derece önemlidir. Takviyelerin yanı sıra besin değeri yüksek sebze ve meyvelerinin tüketilmesine özen gösterilmelidir. Aynı zamanda gebelikte ikinci hafta, düşük yoğunluklu fiziksel aktivitelere başlamanız için de uygun dönemdir. Fakat ağır egzersizlerden kaçınmalı ve doktorunuzun sizin için önerdiği fiziksel aktiviteleri yapmalısınız. Bu süreçte sağlıklı beslenme ve egzersiz rutini kazanmanın yanı sıra sigara ve alkol gibi bebek gelişimi için son derece zararlı olan alışkanlıklara son verilmelidir. Gebeliğin ikincisi haftası kadın vücudundaki hormon seviyesinin yükselmesiyle birlikte halsizlik, uyku hali, baş dönmesi gibi şikayetler görülebilir. Bu şikayetleri ortadan kaldırmak için yeterli miktarda su içmeli, kafein tüketimi kısıtlanmalı ve sağlıklı bir diyet programı uygulanmalıdır.
Hamilelik oldukça heyecanlı bir şekilde beklenilen ve büyük önem taşıyan bir dönemdir. Hamileliğin en kritik dönemleri içerisinde yer alan 3 haftalık gebelik, henüz erken bir dönemmiş gibi görünse de aslında gebelik için son derece belirleyici bir süreç olarak görülür. Hamilelik boyunca vücudunuzda birbirinden farklı değişimler gerçekleşir. Anne adayları için oldukça önemli olan hamileliğin 3.haftası, gebeliğin klasik belirtilerin gözlemlenmeye başladığı haftadır. Hamilelikte ilk 3 hafta belirtileri arasında; mide bulantıları, kusma, baş dönmesi, duygusal durum değişiklikleri, koku ve tat duyularında ekstra hassasiyet gibi reaksiyonlar bulunur. Aşerme, mide ağrıları ve uykusuzluk da bu belirtilerden birkaçıdır.
Gebelikte 3.hafta, sperm ile yumurtanın döllenerek embriyo oluşumunu gerçekleştirdiği dönemdir. Vücudunuz için oldukça önemli bir konu olan döllenme sonrasında bahsedilen belirtileri hissetmeye başlarsınız. Belirti ve içgüdülerin de yardımı ile hamileliğin tespiti için testler yaptırabilirsiniz.
3 haftalık gebelik, idrar testinde belli olur mu? Evet %100'e yakın bir ihtimal ile gebelik tespiti yapılabilir. Hamilelik süresince plasenta tarafından üretimi gerçekleştirilen İnsan Koryonik Gonadotropini (hCG) hormonunun az miktarda salgılanması, testin negatif çıkmasına neden olabilir. Fakat kısa süre içerisinde, yoğun bir şekilde salgılanmaya devam ettiği için testi birkaç gün içerisinde tekrarlayarak doğru bir sonuç alabilirsiniz.
Başarılı bir döllenme sürecinin ardından anne adayının rahmine yerleşen 3 haftalık bebek, özellikle ilk birkaç hafta oldukça küçüktür. 3 haftalık bebek, henüz embriyo halinde iken iğne ucu büyüklüğünde bir alanı kaplar. "3 haftalık gebelik ultrasonda belli olur mu?" sorusu önem kazanır. 3.hafta gibi erken bir dönemde elde edilecek olan ultrason görüntüleri pek net değildir. 3.haftada embriyo, gebelik testleri pozitif çıksa da, ultrasonda görülemez.
İlk belirtiler dış görünüşten ziyade hormonal yapısında meydana gelen değişimlerle olur. 3 haftalık gebelik belirtileri, sürecin gelecek dönemlerine oranla daha hafif geçse de bazen daha yoğun gözlemlenebilir. Bu belirtiler arasında genel olarak mide ve kasık ağrıları, bulantı, baş dönmesi, halsizlik gibi durumlar yer alır. 3 haftalık gebelikte annedeki değişiklikler daha çok hormonal yapının değişmesi ve vücudun hamileliğe hazırlanması şeklinde tanımlanabilir. Bu belirtilerin görülmesi kadar görülmemesi ve daha rahat bir dönemde olunması da mümkündür. Bazen kısa süre içerisinde kendisini belli ederken, bazende ilerleyen haftalara kadar her şey normal olabilir.
Hamilelikte 3.hafta belirtileri, kişiye göre değişiklik gösterebildiği için emin olmak için test yapmak mantıklı olabilir. Gecikmiş adet dönemi, değişken ruh halleri ve farklı bir vücut yapısı geliştirdiğinizi hissettiğiniz zaman, kan veya idrar testlerinin de yardımı ile süreç hakkında kesin bir bilgi edinebilirsiniz. Bu sayede sonraki haftalarda daha dikkatli ve bilinçli bakış açısıyla sağlıklı bir hamilelik dönemi geçirebilirsiniz.
4 haftalık gebelik sürecinde anne adayının ruh halinde ani değişiklikler olabilir. Bilhassa bacaklara ani kramp girmeleri ve mide bulantısı, kokulara duyarlılık gibi çeşitli erken hamilelik semptomları yaşanabilirken, çok düşük olasılıkta (PMS) menstural döngü öncesi sendromlar da yaşanabilir. Bu tür semptomlar bazen rahatsız edici olabilir. Birçok anne adayının hamile dahi olduğunu bilmediği hamileliğin 4. haftasında, döllenme sonrası bebek oluşumu da yavaş bir şekilde devam etmektedir.
4 haftalık hamilelik, gebelik belirtileri neler, bu dönemde Beta HCG değerleri ne seviyede olmalı, 4 haftalık bebek nasıl olur? İşte cevaplar.
Hamileliğin 4. haftasından itibaren bebeğinizin vücut fonksiyonları ile beraber organları 10. haftaya kadar gelişmeye devam eder. Gelişim süreci içerisinde neredeyse en savunmasız dönemlerden birisi olan hamileliğin 4.haftasında, bebeğiniz birkaç milimetre boyutunda ve embriyo halindedir. Bu büyüklükteki embriyo, bebeğin çeşitli uzuvlarının ve organlarının gelişimini sağlayan hipoblast ve epiblast diye adlandırılan katmanlara sahiptir ve üç bölüme ayrılır.
Bu üç bölümden ikisi içerisinde; dolaşım sistemi ve kalp, şeklini alırken, bağırsak ve akciğer gelişiminin de erken evreleri başlar. Diğer bölümde ise merkezi sinir sistemi ile beyin, hacmini alır, şekillenir ve gelişimini sinir tüpleri olarak devam ettirir. 4 haftalık bebek gelişimi içerisinde, ilksel plasenta da iki tür katmana sahiptir ve plasenta hücreleri rahim boyunca derin tüneller açarlar. Bu hareket ile beraber, kan sıvısı plasentaya aktarılır. Böylelikle, plasenta için ihtiyaç duyulan besin ve oksijen karşılanır.
Yine bu dönem içerisinde meydana gelen amniyon kesesi ve amniyon sıvısı, bebeğe ev sahipliği yaparak çeşitli dış faktörlerden zarar görmesini engeller. 1 mm'den daha küçük bir boyuta sahip olan embriyonun gelişim süreci bu dönemde oldukça hızlıdır. Vitellüs kesesi yapılanır ve embriyo etrafında amniyonik kese şekillendirilir. Vitellus kesesi ise, bebeğinizin sindirim sistemini meydana getiren yapıdır. Bu noktada, embriyo 3 farklı katman hücresine sahiptir ve bunlar özel kısımlar içerisinde bebeğin vücudunda büyürler.
Bu katmanlardan en dışta bulunan katman ektodermdir ve bebeğin göz yapısı, cilt, sinir sistemi ve saç gelişiminde rol oynar. Yine orta kısımda bulunan katman ise mezoderm olarak adlandırılır ve böbrekler, kas yapıları, cinsel organ, kalp ve kemik gelişiminde etkilidir. Son katman ise en içte bulunan endoderm tabakasıdır. Bu katman ise akciğer, karaciğer ve sindirim sistemi gelişimini sağlar.
"4 haftalık bebek gelişim süreci içerisinde bebeğinizin kalp ve kafasını meydana getiren yapılar gelişir" denebilir. Embriyonun bu dönem içerisinde hala oldukça küçük olması sebebiyle, 4 haftalık ultrason görüntüsü net olarak görülemez. Bu kadar küçük olan embriyo kesesinin içerisinde 4. haftada, yolk kesesi diye tabir edilen bir halka meydana gelir ve yolk, embriyonun gereksinim duyduğu besinlerin sahip olduğu sıvı ile taşınmasına yardımcı olur.
Gebeliğin 4. haftasında annede bazı değişiklikler meydana gelir. 4. hafta gebelik belirtilerinin en başında kalp atım hızında artış gelir. Kan hacminin fazlalığı sebebiyle, bu ani hızlanmaya ayak uyduramayan vücudunuz, ilk başlarda oldukça yorgunluk hissedebilir. Buna bağlı olarak artan kan hacmi ve artan hamilelik hormonları sebebi ile meme uçlarınıza da fazlası ile kan ulaşmaya başlar. Bundan dolayı, 4. hafta gebelik belirtileri içerisinde, en fazla rastlanan meme ucu hassasiyeti oluşabilir. Bu dönemde döllenmiş yumurta rahim içerisinde tünel şeklinde bir kanal oluşturur ve bu sebeple kanama yaşamanız muhtemeldir. Bununla birlikte hassas bir bünyeye sahip bir anne adayında midede şişkinlik, saç ve cilt dokusunda değişiklikler görülebilir.
Bu dönemde hamilelik hormanları sebebi ile mide bulantısı, halsizlik, yorgunluk gibi belirtilerin görülmesi oldukça doğaldır. Fazlası ile dinlenerek ve sahip olduğunuz beslenme alışkanlıklarınızı kontrol ederek bu çeşit olumsuz durumlardan korunabilirsiniz. Hamilelikte 4. hafta belirtileri içerisinde, duygusal dalgalanmalar da görülebilir. Bu noktada mümkün olduğunca stresten uzak durmak gerekir. Gün içerisinde kısa ve düzenli yürüyüşler hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için oldukça etkilidir. Bu şikayetler hamileliğin ilk dönemlerinde anne adayına rahatsızlık vericidir ama 12. haftaya doğru bu belirtiler de azalmalar görülür. Tüm bu belirtiler anneden anneye değişebilir.
Beta HCG testi, gebelik durumunun olup olmadığını tespit etmek amacı ile yapılır. Beta HCG testi ile gebeliğin kaçıncı haftada olduğu saptanabilir. Bu teste "Beta HCG testi" denmesinin sebebi, yumurta ve sperm hücrelerinin birleşmesi sonucu HCG hormonunun salgılanmasıdır. Hamilelik döneminde normal olarak artış gösteren Beta HCG hormonu, normal gebelik dışında da bazı durumlarda artış gösterebilmektedir. Boş gebelik, mol gebelik ve dış gebelik, bu normal dışı gebelik türlerindendir.
Hamile olmayan bir kadının Beta HCG hormonu değeri 0-10 mIU/ml arasıdır. Gebeliği kontrol eden bu test, bebeğin sağlığını ölçmez. Testin uygulanması oldukça kolaydır, kan verebilir ve test yaptırabilirsiniz. Hamile kadınların son adet olduğu tarih esas alınarak hesaplamalar yapıldığında, 4 haftalık gebelikte Beta HCG değeri 5-426 mlU/ml' dir. Bu noktada hormon seviyesinin alt veya üst değerlere daha yakın olması herhangi bir anlam ifade etmez ve 4. hafta gebelik sonrası Beta HCG değerlerinin takip edilmesine gerek duyulmaz. Gebelik testinden itibaren ultrason görüntülemeleri, gerekli gebelik muayene ve kontrolleri ile bebek gelişimi takibe devam edilir.
5 haftalık gebelik, hamileliğin kesinleştiği haftadır. Evde yapılacak olan ```html gebelik testlerinin en iyi sonucu vermesi açısından en uygun dönem olan 5 hafta gebelik, ayrıca erken dönem hamilelik belirtilerinin de başladığı aşamadır. Yorgunluk, bulantı ve göğüste hassasiyet gibi belirtiler ile ortaya çıkan ilk bulgular hamilelik ve gebelik takibi için önemlidir.
Bu dönemde adet görmeniz gerekirken halen kanamanız olmadıysa, bir hafta daha bekleyebilir ve gebelik testi yapabilirsiniz. Neredeyse %99 oranında bir sonuç alabileceğiniz bu dönemde hamilelik takibi için doktorunuzla görüşmeniz uygun olacaktır. Bazı anne adaylarında gebeliğin 5. haftasında kanama meydana gelebilir. Ufak tefek kanamalar ile lekelenmeler bu hafta içerisinde normal olsa da, yine de doktorunuza haber vermeniz ve muayene olmanız gereklidir. Özellikle kanamanın kıvamı (yoğun ya da sulu) ile rengi (koyu kırmızı, açık kırmızı, pembe, kahverengi), süresi ve aralığını not etmeli ve doktorunuza bu bilgileri vermelisiniz. Yapılacak muayenede bebek ve sizin için her şey yolunda olsa dahi, doktorunuzun gebeliğin devam eden zamanlarında tedbirler alması gerekebilir. Hatta sizi daha sık takip etmeyi de önerebilir.
Erken hamilelik belirtilerinin görülmeye başladığı 5. haftada tek hücreli bir zigot halinde olan bebek artık 1.5 mm boyutlarına ulaşmıştır. Bu dönemde anne adaylarının en çok merak ettiği "5 haftalık bebek ultrasonda görülür mü?" sorusudur. Karından yapılan ultrason taramasında bebeğin kesesi genelde görülebilir. Bazı durumlarda ancak vajinal yolla yapılan ultrason ile netlik kazanır. Bu haftada henüz bir susam tohumu kadar olan kalp oluşmaya ve atmaya başlar. Ancak ultrasonda kalp atışlarının duyulması için biraz daha beklemek gerekir.
5 haftalık bebek anne karnında henüz bir nokta kadardır. Ancak hamilelik süresince bebeğin büyümesi hızlı bir şekilde gelişmektedir. Minik bir embriyo halinde olan 5 haftalık bebek gelişimi incelendiğinde embriyodaki hücreler bir araya gelmiş ve nöral tüpü oluşturmuş haldedir. Bu hafta içerisinde ektoderm, mezoterm ve endoderm denilen 3 farklı katman oluşur. Ektoderm katmanında bebeğinizin omurilik sistemi, sinir sistemi, kulakları, gözleri, cildi, bağ dokuları, iç kulak yapısı ve tüyleri yer alır. Mezoterm tabakasında ise dolaşım sistemi, iç organları ve kalbi bulunur. İlerleyen aylarda mezoterm tabakasında kemikler, kaslar, böbrek ve üreme organları olur. Endoderm tabakası ise iç organlar, tiroit, pankreas, bağırsak ve akciğerlerin oluşacağı katmandır.
Beş haftalık bebek anne karnında tüp şeklindedir. Kuyruk sokumunun ilk aşaması ile beyni oluşturacak olan iki farklı yapı ilk şekillerini almaya başlar. Minik bebeğiniz bu hafta boyunca amniyon kesesi denilen içi sıvı dolu bir baloncuk içerisinde büyümeye devam eder ve yolk kesesi denilen bir yapı ile beslenir. Bu haftadan itibaren plasenta görevini yapmaya başlar ve kan hücreleri üretim aşamasına geçer. Bebek, yolk kesesi ile kan hücreleri alımı yaparken, ilerleyen haftalarda göbek bağı ve plasenta bebek ile anne arasında yaşama tutunma görevini yapmaya başlayacaktır.
Gebelikte 5 hafta annedeki değişiklikler açısından ilk hamilelik belirtilerinin görülmeye başladığı zamandır. Gebelik hormonları hızla salgılanmaya devam eder. Bu hormonların etkisiyle oluşan adet gecikmesi hamilelik belirtileri arasında ilk görülendir. Pek çok kadın bu haftadaki gecikmeyi regl düzensizliği olarak düşüneceğinden hamile olduğunu fark etmeyebilir. Gebeliğin 5. haftasında görülen belirtilerden biri de vajinal akıntıdır. Beyaz, sulu ve çok az da olsa kokulu olan bu akıntının temel görevi vajinadan gelmesi muhtemel olan bakterilerin bebeğe ulaşmasını engellemektir. 5 hafta gebelik belirtileri arasında en çok hissedilen durumlar anne adayının oldukça yorgun ve bitkin hissetmesidir. Bazı anne adaylarında ise hafif ya da şiddetli mide bulantıları ile sık sık idrara çıkma durumu gözlemlenebilir. Gebelikte 5 hafta belirtileri arasında diğer bir güçlü izlenim ise göğüslerde ve meme başlarında görülen hassasiyettir. Göğüs dokusunda sertleşme ve hafif ağrı oluşabilir. Aynı zamanda göğüs ucunun renginin daha da koyulaştığı ve meme uçlarının daha geniş hale gelmeye başladığı da görülebilir.
Bazı kadınların hamilelikte 5. hafta belirtileri arasında ağızda metalik tat, aşırı tükürük salgısı ve koku almada yüksek hassasiyet olduğu da bilinir. Bazı yiyeceklerin tadından ve kokusundan tiksinme de bu dönemde sıkça görülen belirtiler arasındadır. Bunlar, gebelik hormonlarının sebep olduğu durumlardır. Çünkü bedeninizin yaşadığı bu hormon karmaşasına alışması için biraz daha zamana ihtiyaç vardır. Bu durum sizi aşırı rahatsız ederse sakız çiğneyebilirsiniz. Gebeliğin henüz başlangıcı olsa da bu hafta içerisinde anne adayında yaşanan duygusal değişimler de hamilelik habercisi olabilir. Kendinizi herhangi bir şeye aşırı şekilde gülerken ya da durup dururken ağlamaya başlamış şekilde bulabilirsiniz.
5 haftalık gebelik kesesi rahim içerisinde vajinal yolla yapılan ultrason sonucu net şekilde görülebilir. Koyu renkli bir halka şeklinde görülen gebelik kesesi içerisinde kalp atışı olan embriyo da görülebilir. Ancak minik embriyo hala hızla büyüyen ve gelişen bir hücre kümesi şeklinde olduğundan ultrasonda minik bir beyaz nokta halindedir. 5 haftalık gebelik kesesi ultrason görüntüsü ortalama 8-10 mm boyutunda olur. Görüntü eşliğinde doktorunuz gebelik kesesinin çapını ölçer. İçerisinde embriyo olan kesenin ortalama çapı ise 1,5 - 2 cm civarındadır. Bu hafta içerisinde bebeğinizin kalbi de atmaya başlar ancak ultrasonda sesi henüz duyulmaz. Bebekte çalışmaya başlayan ilk organ olan kalp, dakikada ortalama 90-110 arasında atış yapar.
6 haftalık gebelik dönemi içerisinde, fetus ortalama olarak mercimek büyüklüğüne erişmiş olur. Bu hafta bittiğinde ise bunun üç katı kadar büyümüş olur. Gebelikte 6. hafta içerisinde bebeğin burnu, ağzı ve kulakları şekillenmeye başlar. Gelişmeye başlayan bu organlar, ilerleyen dönemde daha belirginleşir. Bu dönemde kalp düzenli bir ritimde atar ve vücudun kan dolaşımını sağlamaya başlar. Doğuma kadar geçen süre içerisinde bebeğinizin kalbi dakikada 150-160 defa atar, bağırsakları gelişir ve ilerleyen haftalarda ise ciğerlerin oluşumu başlar.
Hamileliğin önemli haftalarından biri olan 6. haftada kaslar, beyin ve kemiklere ek olarak hipofiz bezi de oluşarak gelişmeye başlar. Hamileliğin 6. haftası vücudunuzun değişmeye başladığı ve hamilelik hormonu olarak bilinen HCG sebebiyle sıkça tuvalete çıktığınız bir dönemdir. Bu aynı zamanda böbreklerin kanınızı temizleme konusundaki verimine de dikkat çeken bir durumdur.
6 haftalık bebek ultrason görüntüsü embriyonun 3 ila 5 mm boyutlarında olduğu bilgisini edinmenize olanak tanır. Bu döneme kadar temel haliyle oluşmuş olan dolaşım sistemi artık bebeğinizin kalbine kan pompalamaya başlar. İki milimetre kadar olan kalp embriyo vücudunun büyük bir kısmını oluşturur. 6 haftalık bebek gelişimi sürecinde bebeğinizin kalbinin atışı sizinkinin iki katı kadar hızlı olur. İlerleyen dönemde de gelişimi hızlı bir şekilde devam ederek son aylara doğru doğumdan sonraki haline yaklaşmaya başlar. Bu dönemde bebeğinizin elleri, kolları, bacakları oluşmaya başlar ve bu durum ultrason yardımı ile görüntülenebilir. Aynı zamanda bebeğinizin sinir sistemi, beyni ve omurgası gibi temel vücut bölümleri de şekillenmeye altıncı haftadan itibaren başlar. 6 haftalık bebek görüntüsü ultrasonda belirgin olmayan bir şekilde karşınıza çıkar. Bu dönemde anne adayında artan hamilelik hormonları dolayısıyla fiziksel değişiklikler de oluşur. Göğüslerde hassaslaşma, sürekli bir şekilde idrara çıkma isteği ve kokulara karşı hassasiyet gösterme bu haftada normal düzeylerde görülür. Bunlar haricinde farklı bir durum yaşandığı zaman ise doktora danışmak ihmal edilmemesi gereken bir durumdur.
Bebek, anne rahmine düştüğü andan itibaren hızlı bir gelişim sürecine girer. Kese içindeki bebeğin başı, vücuduna oranla daha hızlı büyür. Beyin gelişiminin başladığı 7 haftalık bebek boyu, ortalama olarak 12 mm uzunluğundadır. 7 haftalık bebek kaç mm olur sorusunun cevabı da ortalama olarak 9-13 mm arasında diye belirtmek olacaktır. 7 haftalık bebekte sindirim sistemi oluşumu başlar. 7 haftalık bebek gelişimi, hızlı ve detaylı bir şekilde devam eder. Ciğer ve solunum yollarının gelişimi de yine 7 haftalık bebek gelişimi özelliklerindendir. 7 haftalık bebek kalp atışı duyulabilir düzeyde olsa da 10. haftaya kadar daha net bir sonuç almak adına beklenebilir.
7 haftalık bebek nasıl olur diye merak ediyorsanız, 7 haftalık bebeğin ultrason görüntüsü henüz ayırt edilebilir bir netlikte değildir denebilir. Bu dönemde bebeğin kolları, bacakları ve parmakları belirginleşmeye başlayacağı için 7 haftalık bebek görüntüsü daha net bir şekilde oluşmaya başlar. 7 haftalık anne karnındaki bebekte burun, ağız, kulak şekilleri ile göz çukuru da belirginleşir.
Taze sebze ve meyvelerle, sağlıklı bir şekilde beslenen anne adayının bebeği en doğru şekilde gelişimine devam eder. Gebeliğin ilk ayları, bebeğin beyin gelişimi için önem taşıdığından, dışarıdan iyot takviyesi alınabilir. Yemeklerde normal tuz kullanmak yerine, iyotlu tuz tercih edilebilir. 7 haftalık gebelik görüntüsü dışarıdan belli olacak şekilde değildir. Henüz anne adayının karnında dışarıdan büyüme görülmese de içeride büyüme en hızlı seviyelerdedir.
Bu dönemde bacakları, perdeli elleri, burnu, göz kapakları ve sırtı gelişmeye başlamış olan bebek, artık 1 cm boyuna ulaşarak büyümeye devam eder. Hamilelikte 8.hafta sonrasında bebeğiniz artık "fetüs" olarak adlandırılmaya başlasa da plasenta yerine hala yumurta kesesinden beslenmeye devam eder. 8. haftanın ardından gelişimini hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi sürdüren bebeğiniz, plasentanın da olgunlaşması ile birlikte yavaş yavaş rahme tutunmaya başlar. Genel olarak oldukça kritik ve dikkat edilmesi gereken hamilelik süreci boyunca gebelik takibi yaparak 8. haftada olup olmadığınızı öğrenmeniz mümkündür.
Neredeyse 2 aylık bir gebelik sürecinin geride bırakıldığı bu dönemde, kalp fonksiyonlarında fark edilir değişimler yaşanır. Bebeğin kalbi ortalama olarak dakikada 150 kere atar. Belirtileri anne adaylarının vücut yapılarına göre farklılık gösteren gebeliğin 8. haftası, genel itibari ile mide bulantıları, baş dönmesi, artan aşerme durumu, vajinal akıntı ve baş ağrısı gibi etkileri sıklıkla gözlemlediğiniz bir süreç olarak nitelendirilebilir.
8 haftalık gebelik dönemi içerisinde bebeğinizin iç organları hızlı bir şekilde gelişmeye devam eder. Belirgin bir büyüklüğe ulaşan bebek, ultrason sayesinde daha net bir şekilde görü lebilir. Kalp atışlarının ultrason yardımı ile duyulabileceği bebeğin hareketlerini de gözlemleme ihtimaliniz bulunur. 8 haftalık bebek görüntüsü, henüz hala ufacık bir fetüs olan bebeğinizin hareketlerini karnınızda hissedemeseniz de önceki dönemlere kıyasla büyüklüğünü fark edebileceğiniz bir görüntüdür. 8 haftalık bebeğin ultrasonunda bebeğin kol ve bacak hareketleri görülebilir. Bu durum her gebelikte olmayabilir. 8. hafta gebelik görüntüsü alınırken bebeklerin cinsel organları daha belirgin bir şekilde oluşmaya başlamış olsa da net değildir.
8 haftalık döneminde olan bir bebeğin ultrason ile görüntülenebilen kısmının büyük çoğunluğu gebelik kesesidir. Ultrason ile görüntüleme esnasında belli olmasa da gelişim hızlıdır. Özellikle akciğerde hızlı bir gelişimin gerçekleştiği, pankreas, bronşlar, dil, dudak ve damak yapısı belirginleşir.
8. hafta gebelik döneminde bebeğin anne karnında güvenli bir şekilde büyümeye devam edebilmesi için rahim ağzı tıkacı oluşumunu tamamlamış olur. Ağırlığını bu dönemlerde genel olarak mesane üzerinde hissedebileceğiniz rahim, sık sık idrara çıkmanız gerektiğini zannetmenize neden olabilir. Hamilelik boyunca bu durum değişiklik gösterebilirken, idrara sık çıkma belirtisi genel olarak birçok anne adayında rastlanan bir belirtidir. 8 haftalık gebelik belirtileri arasında ciltte görülmesi muhtemel olan sivilcelenme, yağlanma, kuruluk veya kaşıntı gibi reaksiyonlar da yer alır. Hormonal aktivitedeki dalgalanmalar sonucu oluşan cilt sorunları zamanla geçer. 8. haftada çeşitli kanama ve lekelenme gibi durumların da gerçekleşmesi olasıdır. 8 haftalık gebelikte annedeki değişiklikler, önceki haftalarda da görülmüş olan yorgunluk, halsizlik, yoğun bir uyku isteği, sıklıkla idrar yapma isteği, şişkinlik, hassasiyet gibi durumları da kapsar. Kişiden kişiye farklı olan bu belirtiler, genel olarak anne adayları için hiçbir sorunun habercisi olmasa da düzenli olarak muayene olunması önemlidir. Belinizin kalınlaşacağı, vücuttaki kan hacminin artması ile birlikte baş ağrılarının da ortaya çıkabileceği 8. haftada kendinizi yormamaya özen göstermeniz gerekir. Hem psikolojik olarak hem de bedenen sizi zorlayabilecek olan durumlardan kaçınarak bu dönemi rahat geçirmelisiniz.
Bu dönemde bebeğiniz günde ortalama 1 mm civarında bir büyüme kaydeder. Göz kapakları neredeyse gözlerini örtebilecek kadar gelişmiş olan bebeğinizin cildi hala oldukça ince ve transparan bir özellik gösterir. 8 haftalık bebek beyninde, nöron oluşumunun ilk aşamaları arasında yer alan sinir hücresi birleşimi görülür. Tam olarak genital bölgesinin belirginleşmemiş bir halde olduğu bebeğinizin cinsiyetini bu haftada öğrenmeniz hala mümkün değildir. 8 haftalık bebek boyu yaklaşık olarak 1,5 ile 2 cm arasında değişiklik gösterir. Kilosu ise 2-4 gr civarında olur.
8. hafta gebelik döneminde görülebilecek olan cilt bozuklukları veya mide rahatsızlıklarına karşı çeşitli önlemler alarak daha rahat günler geçirebilirsiniz. Beslenmenize dikkat ederek, sağlıklı ve organik besinleri tercih ederek, cildinizi düzenli olarak temizleyerek, doktorunuza danışıp vitamin veya mineral takviyesi alarak ve rahat kıyafet seçimleri yaparak olası sorunlardan bazılarının önüne geçebilirsiniz. Omurga güçlendirici hareketler yaparak, hafif tempolu yürüyüşlere çıkarak ve sosyal yaşantınızı keyifli bir seviyede tutarak, hem hamileliğinizin daha kolay geçmesine hem de moralinizin yüksek kalmasına katkıda bulunabilirsiniz.
Günden güne anne adayı ve bebekte değişimler yaşanan hamilelik sürecinde 9. hafta; gebelik kronik yorgunluk, sık sık idr ara çıkma, bulantı ve sürekli aç hissetme şikayetlerinin en fazla görüldüğü haftadır. 9 haftalık bebek anne karnında artık 2 ile 3 cm arasında bir boya ve 3 gram ağırlığa ulaşır. Bebeğinizin ayakları ve ayak parmakları artık bu süreçte belirginleşmeye başlar. Dokuz haftalık bebek gelişiminde hemen hemen tüm organlar, kaslar ve sistemler gelişme aşamasını tamamlamak üzeredir. Bu hafta içerisinde beyin ve sinir sistemi arasında bağlantı kurulduğundan el ve kol hareketleri de artmaya başlar. Ancak anne adayı henüz bu hareketleri hissedemez.
Anne karnında dokuz haftalık bebek için cinsel organlar yerini alsa da tam olarak öğrenmeniz için biraz daha beklemeniz gerekir. Bebeğinizin gözleri belirginleşmiş, göz kapakları oluşmuş, ağzı, burnu, kulak memeleri ve burun delikleri de gelişimini tamamlama aşamasına gelmiştir. Bebeğinizin ense kısmı da bu hafta içerisinde tamamlanmaya başladığı için artık başını daha dik tutar hale gelmiştir. 9 haftalık bebek gelişimi içerisinde en önemli organ olan kalbin artık dört bölüme ayrıldığı da görülür. Kalp kapakçıkları oluşan bebeğinizin kalbi atmaya devam etse de oksijen alışverişi akciğerlerle değil sizin kanınız ile gerçekleşir.
9. haftada bebek, anne karnında başını çevirebilir ya da ağzını açıp kapatabilir. Sindirim sistemi oluşmuş, karaciğer ve pankreas görevlerini yapmaya başlamıştır. Bu hafta içerisinde gelişmeye başlayan bağırsaklar da karın içerisindeki yerini almak için harekete geçer. 9 hafta bebek gelişimi için önemli haftalardan biridir. Bebeğinizin artık yolk kesesine ihtiyaç duymadığı bu dönemde, kesenin görevini karaciğer, dalak ve kemik iliği üstlenir. Bu esnada sizinle oksijenli kan sağladığı göbek kordonu olgunlaşmaya devam eder. Bu haftanın sonunda bebeğiniz için embriyonik dönem sona erecek ve 10. haftadan itibaren fetal dönem başlayacaktır.
9 haftalık bebeğin ultrason görüntüsü incelenirken net şekilde kolların ve bacakların uzamaya başladığı görülebilir. Bebeğinizin ayakları vücudunun ortasına doğru yaklaşmış ve C harfi görüntüsü ile neredeyse bir insan görünümüne ulaşmıştır. Eller, bilekten itibaren kıvrımlarına kavuşmuş haldedir ve kalbin üst kısmında yerini alır. Kafasının her iki yanında kulakları seçilebilir. Beyin, akciğerler, kalp ve böbrekler henüz gelişimlerine devam eder.
9 haftalık ultrason görüntüleri esnasında bebeğinizin baş ve popo mesafesi ölçülür. Oldukça hassas bir ölçüm yapılacağı için yanılma payı da düşük olacaktır. Böylece bebeğinin gerçek haftası ve günü belirlenir. Özellikle son adet tarihini unutan kadınlar için gebelikte dokuzuncu hafta ultrason görüntüleri ve ölçümleri önem taşır. Görüntülerde fasulye gibi duran ancak elleri, parmakları ve nokta halindeki gözleri ile minik bir insan formundadır.
Bu hafta içerisinde görülen en önemli değişim; artan kan hacmidir. Normal zamana göre yüzde 50 daha fazla kan hacmi, büyüyen rahmin ihtiyaçlarını karşılamak için görev yapar. Ayrıca kan artışının diğer bir nedeni de hem anne adayını hem de bebeğini zararlı etkilerden korumaktır. Doğum esnasında kan kaybı yaşansa dahi artan bu kan hacmi yine koruyucu olarak görev yapar.
9 hafta gebelik esnasında mide bulantılarınız, kronik yorgunluk ve sık sık idrara çıkma durumunuz devam eder. Giderek büyüyen rahim, idrar torbasına (mesane) baskı yaptıkça sık sık idrara çıkmak isteyebilirsiniz. 9 hafta gebelik belirtileri arasında kasık ağrısı da yaşanabilir. Genellikle korkulacak bir durum olmayan kasık ağrıları, rahmin genişleyerek bebeğe yer açmaya çalışmasından kaynaklanır. Çünkü karın içerisinde rahmi tutan bağlar rahmin büyüme hızına yetişemez. Bu bağların içerisinden geçen sinirler gerildiği için anne adayının kasık ağrısı yaşamasına neden olur. Genellikle her kadında az ya da çok görülen bu ağrılara eşlik eden bir kanama yoksa doktora gitmenize de gerek yoktur.
Hamilelikte 9. hafta annedeki değişiklikler açısından değerlendirildiğinde henüz karın bölgesi belli değildir. Bebeğin büyümesi ile birlikte büyümeye devam eden rahim, ortalama bir portakal büyüklüğüne ulaşmıştır. Rahim daha da büyüyerek 12. haftanın sonunda pelvis kemiklerinin üzerine çıkmaya başladığında, karnınız da yavaş yavaş belirgin hale gelmeye başlayacaktır.
9 haftalık gebelik beslenme rutini, yaşanılan şikayetlere yönelik bir program ile hafifletilebilir. Bu hafta içerisinde halen bulantı ve kusmalar devam ettiği için bu şikayetlerinizi tetikleyecek cips, kızartma, hazır krema, sos, çiğ et ya da işlem görmüş et ürünlerinden uzak durmanız gerekir. Sadece bu hafta özelinde değil, hamilelikte beslenme özen gösterilmesi gereken bir konudur.
Hamilelikte beslenme listesi oluştururken size en gerekli makro besinleri almalı ve öte yandan da mikro besinler ile takviye edici vitaminleri de atlamamalısınız. Hamilelikte sağlıklı beslenme için et, yumurta ve kuru baklagiller, ilk grup içerisinde yer alır. Protein ve demir içeren bu tür gıdalar, beyin, diş, kas ve kemik oluşumu için son derece önemlidir. Bunun yanı sıra süt ve süt ürünleri, çeşitli sebze ve meyveler, tahıl içeren besinler ile enerji veren sağlıklı yağlar olmazsa olmaz besin gruplarındandır. Ayrıca her gün yeterli miktarda C vitamini, kalsiyum, folik asit ve liften zengin gıdalar tüketilmesi de önem taşır.
Gebelik ve beslenme özen isteyen bir program dahilinde yürütülmelidir. Bunun için kendinize yönelik bir besin programı oluşturabileceğiniz gibi gebelik konusunda uzman bir diyetisyenden de yardım alabilirsiniz. Özellikle ikiz gebelikte beslenme ve diğer çoğul gebelik beslenme rutini için mutlaka doktorunuzdan ve diyetisyenden destek almanız önerilir.
Gebeliğin ilk haftaları görece daha sorunlu geçse de özellikle 8. haftadan itibaren anne adayının mide bulantıları ve kas ağrıları azalmaya başlar. Bir nevi vücut gebeliğe alışır. Hamileliğin sıkıntılı dönemi geride kalmış ve bir anlamda keyifli dönemi başlamıştır. Anne karnında her geçen gün biraz daha büyüyen bebek, 10 haftalık gebelik dönemine ulaştığına göre artık bir embriyo değildir. Bu, tıp literatüründe "fetüs" olarak ifade edilir. Bebeğin dokuları ve organları hızlı şekilde büyümeye başlar ve daha da önemlisi anne karnında cenin pozisyonuna gelmeye başlar.
Bebeğin pek çok organı artık çalışır durumdadır ve boyu da hızla uzamaya başlar. Anne adayı olarak karın şişkinliğiniz belirginleşir, çevrenize hamile olduğunuzun görüntüsünü vermeye başlarsınız.
10 haftalık bebek, anne karnında yaklaşık 3,5 cm boyundadır. Hemen hemen orta boy bir kayısı büyüklüğünde olan fetüsün dış hatları her geçen gün biraz daha insana benzemeye başlar. 10 haftalık bebek; anne karnında kıkırdak ve kemikleri oluşmaya başlamış, bacaklarındaki çıkıntılar oluşmuş, bilek ve dizleri yavaş yavaş oluşmaya başlamış bir canlıdır. Fetüsün kolları dirsekleri ile birlikte görülebilir. Böylece bebeğiniz kollarını bükmeye başlayabilir. Bu kol hareketlerini görerek hemen kendinizi bir bebek mağazasına atıp çeşitli kıyafetler almaya kalkmayın! Bahse konu bu durum 3,5 cm’lik bir fetüse ait küçücük hareketlerdir. Bebeğin bu dönemde kol uzunluğu, 1 cm dahi değildir. Zamanla tüm organ ve uzuvlar elbette gelişmeye devam edecektir. Anne karnında 10 haftalık bebek, artık sıvıları yutabilir. Bebeğin beyni, karaciğeri, bağırsakları, böbrekleri ve diğer hayati organları vücuttaki son şeklini bu dönemde alır. Midede sindirime yardımcı olacak asitler üretilmeye başlar, böbrekler bol miktarda idrar üretir. Eğer bebeğinizin cinsiyeti erkek ise testosteron hormonu salgısı da yapılır. Bebeğin sağlıklı olduğunun en belirgin göstergesi olan kalp, tamamen gelişir ve sağlıklı bir insanın 2-3 katı hızla atar.
10 haftalık bebek görüntüsü ultrasonda cenin şeklinde gözlemlenebilir. Transparan şekilde görülebilen göğüs kafesi içinden bebeğin omurgası görülebilir ve bel kemiğinin sinirleri omurgaya doğru uzanmaya başlar. Bu dönemde bebeğin diş etleri ve çene kısmı da gelişir.
10 haftalık gebelik belirtileri arasında sayılması gereken hislerin başında stres ve endişe gelir. 10. hafta gebelik belirtileri arasında, özellikle sabahları oluşan mide bulantıları ve yorgunluk hissi son derece normal gelişmelerdir. Buna rağmen bu dönemde hareket etmek ve düzenli yürüyüşler yapmak, hem size hem de bebeğinize çok iyi gelir. İlk trimester döneminde göğüsleriniz belirgin şekilde ağrır ve büyümeye başlar. Bu dönemde östrojen hormonu süt kanallarını geliştirirken progesteron hormonu da süt bezlerinin büyümesini sağlar. Göğüsteki damarlar genişler, göğüs uçları büyür ve şişmeye başlar. Artan hormon salgısı nedeniyle vücudunuz daha fazla yağ salgılamaya başlar. Bu durum da cildinize doğal bir parlaklık getirir. Artan kan basıncı sebebiyle yüzünüz daha canlı ve gergin görünür. Karın bölgeniz ve göğüslerinizde bariz bir büyüme olduğundan gebelik sutyenleri ve iç çamaşırları günlük konforunuzu artırır.
10 haftalık hamilelik döneminde; daha önce sabahları yoğun olan mide bulantılarınız azalacaktır. Bu da yemeklerin vücudunuzda yarattığı etkinin değişmeye başladığının bir göstergesidir. Hamilelik döneminin ilk aylarında yemek yapamayan ya da kokudan rahatsız olup yemek yiyemeyen anne adayları oldukça fazladır. Tüm hamilelik döneminde olduğu gibi bu dönemde de beslenme konusunda hassas olmakta fayda vardır. Bu kapsamda kendinize uygun bir beslenme şekli belirlemelisiniz. Sürekli sağlıklı besinleri tüketirken yeterli derecede beslendiğinizden emin olmalısınız. Bu kritik dönemde bol bol sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, hem yorgunluğunuzu alır hem de sağlıklı beslenmenizi sağlar. Sabahları karşılaştığınız mide bulantılarının nispeten azaldığını hissettiğinizde, enerji verici ve besleyici besinler ile sabah kahvaltısını yapmalısınız. Beslenme düzeninizi gözden geçirmek için hamilelik dönemi son derece uygun bir zaman aralığıdır. Yine de bu dönemde çok fazla besin tüketmek, kilo problemini de beraberinde getirir. Bu konuda ölçülü olmak, her zaman en makul çözümdür.
Günlük yaşantınızda enerjinizin düştüğünü, üzerinizde uyku hali olduğunu hissederseniz, ufak atıştırmalıklara yönelin. Sevdiğiniz doğal ürünlerden kendinize atıştırmalıklar yapabilirsiniz. Özellikle kuru yemiş çeşitleri, bu tip durumlar için bire birdir. Avuç içi kadar alacağınız bir badem ya da fındık içi, hem sizi tok tutar hem de gerekli besini karşılamanızı sağlar. Tabii ki bu dönemde kuru meyvelerin katkısını da unutmamak gerekir.
11 haftalık hamilelik döneminde bebeğin boyu yaklaşık 2,5 ile 3,9 cm arasında değişir. Bebeğin uzunluğu ise yaklaşık bir ceviz kadardır. Bu halinde dahi bebeğiniz karnınızda oldukça gelişmiş bir durumdadır. Hamileliğin 11. haftasında bebeğin gelişiminde önemli aşamalardan geçilir. Bebek anne karnında ellerini açıp kapamaya başlar. Ultrason görüntüsünde bebeğin ayakları görülebilir. Bunun yanında diş etlerinin altında küçük dişler oluşurken, kemiklerinin büyük bir kısmında ise hızlı bir sertleşme görülür.
Bu süreçte bebek anne karnında esneme hareketinin yanında tekmeler atmaya çalışır. Bu hareketler hamilelik ilerledikçe daha da kendini hissettirir. Bebeğin anne karnında sık sık belirgin hareketler yapması sağlıklı şekilde büyüdüğünün de göstergesidir. Bebeğin bu dönemde hareketlerini hissedebilmek mümkün değildir. Bunun için yaklaşık 2 ay daha zaman geçmesine ihtiyaç vardır. Bebeğin gelişen diyaframındaki belli belirsiz hareketler hıçkırığa sebep olur. Fakat anne adayının bu hıçkırığı hissetmesi mümkün değildir.
11 haftalık bebek boyu 4 cm’ye kadar ulaşsa da bebeğin cinsiyetinin ne olduğu ile ilgili bir şey söyleyebilmek çok zordur. Fakat bu dönemde bebeğin yumurtalık ya da testislerinin gelişmeye başladığını düşünürsek cinsiyet belirlenmesi için önemli bir süreçtir. Bebeğin bu dönemde yüz kemikleri belirginleşmiştir. Kulakları da son şeklini almaya doğru gelişmeye devam eder. Dil ve damak ağız içinde olması gereken yere yerleşir, burun delikleri bağlantı kurarak gelişmeyi sürdürür. Bu aşamada bebeğin saç folikülleri, kafa üzerinde saç oluşturmaya başlar. 11 haftalık bebeğin ultrason görüntüsünde boy uzunluğunu yaklaşık 1/3’lük kısmını kafa yapısı oluşturmasına rağmen, vücut hatları olması gerektiği gibi belirgin bir şekil almaya başlar. Hissedilmesede bebeğin hareketleri bu dönemde oldukça artar. 11 haftalık bebeğin vücudundaki tüm organlar kendi işlevini görmeye başlar.
Gebeliğin 11. Haftasından itibaren anne adayında hem dışarıdan hem de içeriden büyük değişimler gerçekleşir. Bu haftadan sonraki 10 hafta hem bebeğin hem de anne adayının gelişimi için son derece önemli bir süreçtir. Vücut bu dönemde çok fazla kan, yağ, ter ve amniyon sıvısı üretmeye başlar. Anne adayı daha fazla su içmeye başlar. Oluşan su ihtiyacını gidermek için su ve süt gibi temel besin tüketimine dikkat etmeniz, karbonhidrat ağırlıklı besin kaynaklarından uzak durmanız gerekir. 11 hafta gebelik belirtileri kapsamında sabah uyandığınızda aç hissetmeye başlarsınız. Bu durum mide bulantılarının azalma emaresi olarak iyiye işarettir. Fakat iştahınızın artması iki kişilik yemek yemenizin sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Hem siz hem de bebeğiniz açısından kilo kontrolü çok önemlidir. Bu sebeple atıştırmalık gıdalardan uzak durup daha çok besleyici özelliği olan doğal gıdaları tercih etmelisiniz.
Eğer hamileliğin 11. haftasına ulaşmanıza rağmen mide bulantılarınız devam ediyor ve bu sebeple kilo alamıyorsanız endişelenmeyin. Hamileliğin 11. trimester döneminde makul kilo artışı 500 gr ile 2500 gr arasında kabul edilir. 11. haftayı geride bıraktıktan sonra ise her hafta yaklaşık 300-400 gr kilo alarak süreci devam ettirirsiniz.
Bu haftadan itibaren kendinizi enerjik hissedebilirsiniz. Mide bulantılarınız eskiye nazaran azalsa da hormon seviyenizdeki değişiklik sebebiyle sindirim sisteminiz yavaşlar. Bu nedenle kabızlık ve mide ekşimesi gibi problemlerle karşılaşabilirsiniz. Bu haftada görülen gaz şikâyeti ve şişkinlik hissi ile baş edebilmek için lifli gıdalar tüketmeniz gerekir. Ayrıca yemek öğünlerinin sık sık ve az az olması önemlidir. Bunun yanında kahve çay gibi içecek tüketimlerinin mümkün olduğu kadar azaltılması gerekir. 11 haftalık gebelikte annedeki değişiklikler kapsamında cilt bakımınızla ilgili bir kısım tedbirler almanız da gerekebilir. Çünkü bu dönemde ciltte aşırı kuruma veya yağlanma sorunları görülebilir. Doktorunuzun önereceği uygun kremleri kullanabilirsiniz. Böylece cildinizin nem miktarı ve esnekliği istenen düzeye getirilebilir. Cildinize yapacağınız hassas bir bakım sayesinde doğum sonrasında oluşabilecek kötü görüntüleri önlemeye yardımcı olur. Hamileliğin 11. haftasından itibaren alt karın bölgesindeki karın çıkıntısı belirgin bir hal alır. Aynanın karşısında hamilelik belirtilerini oldukça net bir şekilde görebilirsiniz.
Hamilelik süreci üç ayrı dönem olarak ele alınır. Bu dönemlerin her biri trimester olarak adlandırılır. İlk trimester dönemi ise hamileliğin 12. haftasının sonuna kadar olan zaman dilimini kapsar. İlk trimester, yani gebeliğin 12. haftasının sonunda bebeğin boyu ortalama 4 ya da 7 santim, ağırlığı ise 14 ile 20 gram arasındadır. Bu süreç bebeğin tüm organ, kemik ve kas dokularının oluşmaya başladığı önemli bir dönemdir. Sadece bebekte değil annenin vücudunda da birtakım değişimler meydana gelir.
Hamileliğin 12. haftası anne ve bebek için yeni gelişmelerin yaşandığı bir zaman dilimidir. Anne karnında 12. haftasına giren bebeklerin artık el ve ayak parmakları birbirinden ayrılmış duruma gelir. Parmakları oluşan bebeğin tırnakları da gelişmeye başlar. Gebelikte 3. ayı geride bırakan anne adayları artık 12 haftalık bebeğin ultrason görüntüsünü de merak etmeye başlar. Bu süreçte bebeğinizin üreme organı ultrason muayenesinde belirgin bir şekilde görülebilir. Bebeğin cinsiyetine dair ilk bulgular 12. haftadan sonra ortaya çıkmaya başlar. Kesin tahmin bu dönemde yapılamayabilir. Bebeğin organ, beyin, kemik ve kas gelişimi hakkında bilgi verilebilir. Gebeliğin 12. haftasında bebeğiniz artık küçük bir insan görünümüne kavuşur.
12. hafta içerisindeki gebelerin tam kan sayımı yaptırması önerilir. Kan sayımı sayesinde vücutta eksilmeye başlayan vitaminler ve mineraller ortaya çıkar. Anemi varsa demir takviyelerine doktor tavsiyesi üzerine başlayabilirsiniz. Kansızlık halsiz hissetmeye yol açabilir, paniğe kapılmamalısınız.
12. haftada göğüslerinizde ağrı hissedebilirsiniz. Bu tür durumlarda organik meme ucu kremlerini göğüslerinize uygulayabilirsiniz. Bu haftadan itibaren kısa süre içerisinde yorulmalar da gözlemlenebilir. Gündelik aktivitelerinizi gerçekleştirirken nefes almakta zorluk yaşıyorsanız daha hafif egzersizler deneyebilirsiniz. Vücudunuz bu süreçte normalden daha fazla oksijene ihtiyaç duyabilir. Egzersiz aralarında ufak molalar vererek kendinizi dinledirmeyi de unutmamalısınız.
İlk 3 aylık sürece yönelik kontrollerinizi bu hafta içerisinde yaptırabilirsiniz. Annelerde yaşanan değişikliklerin analiz edilmesi, takibinin yapılması ve gerekli önlemlerin alınması önemlidir. Ayrıca ikinci üç aylık süreç için yeni bir yol haritası çizilmelidir. 12. hafta genel olarak bu şekilde geçer ve anneler de çok fazla değişim gözlemlenmez. Her gün 15 ile 25 dakikalık düşük tempolu yürüyüşler yapmayı deneyebilirsiniz.
Hamileliğin 13. haftasında bebek 8-10 cm büyüklüğüne ulaşır. Başlarda vücuda göre büyük görünen bebeğin kafası, bu haftalarda vücuduna göre daha orantılı hale gelmeye başlar. 13 haftalık gebelikte, anne karnındaki bebeğin artık bir parmak izi bile vardır. Her bebeğin büyüme hızı aynı olmayacağı için, gebeliğin 13. haftasını yaşayan her anne adayı ile bebeğinin karşılaştırma yapılması doğru olmaz. 13 haftalık gebelik cinsiyet belirlenmesi için henüz erken olabilir. Ultrason görüntülerinde bazen cinsiyet net olarak görülebilse de yanılma payı yüksektir. Bebek kıyafetleri ve eşyaları almaya başlamak için biraz daha beklenebilir. 13. hafta gebelikte, bebeğinizin cinsiyeti kız ise, 2 milyon yumurtaya sahip olduğu söylenir. Bebek erkek ise testis oluşumu başlar.
Gebelikte ay hesabından çok hafta hesabı yapılarak gebelik takibi yapılır. Gebelik 13. haftasında bebeğin kemikleri, kol ve bacak şeklini alır. Anne karnındaki bebeğin akciğerleri gelişmeye başlar ve ilk nefesini bu haftada alır. Annenin düşük yapma tehlikesi bu haftadan sonra azalır. 13 haftalık ikiz gebelik yaşayan anne adayları da olumlu duygularla, bebeklerinin gelişimlerini takip edebilirler. Doğuma daha haftalar olsa da, göğüslerde bebeğin beslenmesi için gerekli olan süt oluşumu başlar.
Hamilelikte 13. hafta beslenme açısından dikkat edilmesi gereken dönemlerdendir. İki canlı olunduğu düşünülerek, aşırı yemek yemekten kaçınmak gerekir. 13 haftalık gebelik haftasında, bebeğin gelişimi hızlanmaya başlar ve hayati organları şeffaf bir şekilde görünür. Bu dönemde; protein, demir ve kalsiyum açısından zengin gıdaların tüketilmesinde fayda vardır. Paketli ve katkı maddeleri içeren hazır yiyeceklerden kaçınmak gerekir.
Bu haftada ultrason görüntülerinde bebeğinizin görüntüsü gözle görülebilir hale gelir. Ultrasonda bebeğin baş ile kalça arasının yaklaşık olarak ölçümü yapılır. 13 haftalık bebeğin ultrason görüntüsünde bebeğin hareketleri de izlenebilir. Bebeğin anne karnında parmağını emmeye başladığı da yine 13 haftalık ultrason görüntülerinde görülebilir. 13 haftalık erkek bebek ultrason görüntülerine bakılarak anlaşılabilir. Bebeğin cinsiyetini gizlediği durumlarda ise, sonraki haftaları beklemek gerekir.
14. hafta gebelik anne adayları için oldukça büyük bir önem taşıyan, bebek gelişiminin hızlı bir şekilde devam ettiği bir dönemdir. Bu dönem içerisinde aşırı bir şekilde ağrı, kusma vb. semptomlara çok fazla rastlanmaz. Gebeliğin 14. haftasında, yaklaşık 10 cm büyüklüğünde ve 60-70 gr kütleye sahip olan küçük bebeğin göz ve beyin gelişimi şekillenmeye başlar. Bununla birlikte, bebeğinizin yanak gelişimi devam eder ve ağız çatısı oluşur. 14 haftada cinsiyete göre bebeklerde; prostat oluşumu ve yumurtalıkların pelvislere doğru olan hareketi gözlemlenir.
İlk trimester döneminin bitmiş ve ikinci trimester döneminin başlamış olması ile 14 haftalık hamile kendini enerjik hisseder ve yorgunlukta azalma görülür. Anne adaylarında bununla birlikte göğüslerdeki hassasiyet oranı azalır ancak göğüsteki büyüme devam eder. İştahınızda artışlar gözlemlenebilirken kusma ve bulantıların da azaldığı görülür. Burun yollarında tıkanıklık ve çeşitli bölgelerde varis oluşumu ise hamileliğin bu haftalarında görülebilir.
14 haftalık bebeğin görüntüsü itibariyle başının ve bedeninin bir önceki haftaya nazaran büyüdüğü; ellerinin, kollarının, bacaklarının, ayaklarının daha fazla hareketli olduğu gözlemlenir. Bu fazla hareketliliğin nedeni 14. haftada bebekte kas ve sinir arasında bağlantı oluşuyor olmasıdır. Bu hareketleri eklem kısımları ile yapar. Yine, başını da rahatça istediği yöne doğru hareket ettirebilir. Yüz kasları geliştiği, olgunlaştığı için zaman zaman gülümseme veya kızma, surat asma gibi yüz mimiklerine 14 haftalık gebelik görüntülerinde rastlayabilmeniz mümkündür. Baş parmağını ara sıra emmeye devam edebilir ki bu da, emme refleksinin hala devam ettiğinin göstergesidir.
Bu hafta itibari ile bebeğiniz 4. ayın başlangıcındadır. Bu dönemde can sıkıcı kusma, mide bulantısı gibi semptomlardan azalır. Horlama ve nazal yollarda tıkanıklıklar 14. haftada da meydana gelebilir. Bu tıkanıklıkla beraber kanın homojen bir şekilde vücuda pompalanmasında sorunlar yaşanabilir. Tüm bunların sonucu olarak size rahatsızlık hissi veren burun kanamaları yaşanabilir. Ancak bu kanamalardan şüphelenmenize ve endişelenmenize gerek yoktur.
14 haftalık gebelik süreci itibari ile kendini gösteren Round ligament ağrısı, bazen anne adaylarına acı verebilmektedir. Bu acı yanında bazı garip isteklerde de bulunabilirsiniz. 14. hafta gebelikte kömür ve çamur aşerilmesi gözlemlenebilir. Fakat yine de bu değişik, farklı semptomların yanında bu haftanın en belirgin özelliği enerjik, sağlıklı, sabah bulantıları olmayan, yorgunluktan eser bulunmayan bir hafta olmasıdır. Ruh halinde meydana gelen ani değişiklik ve dalgalanmalar da bu hafta içerisinde çoğunlukla yok olur. Tuvalet ihtiyacında azalmalar olur. Göğüsler ise hala çok iri olsalar bile hassaslıklarında azalmalar görülür. Anne adayları rahimin çokça büyümesi, leğen kemiğini zorlaması ve bu sebeple bacak damarlarına baskı oluşturmasıyla geceleri bacak krampları oluşabilir. Rahmin genişlemesi ile bağ ve kas dokularındaki esneme ile kasık ağrısı hissedilmesi mümkündür. Yine, rahimin hamileliğin 14. haftasında genişlemesi ile hemoroid sıkıntısı yaşanılabilir. Her ne kadar semptomlarda azalmalar görülse de bu hafta itibari ile nefes daralması oluşabilir. Hamilelerin 3 te 2'sinde bu durumlar oluşabilir. Ayrıca cildinizde küçük lekeler ortaya çıkabilir ve sahip olduğunuz benlerinizin renginde koyulaşmalar gözlemleyebilirsiniz. Bazı anne adayları şişkinlik, sindirim güçlüğü ve gaz sıkışması da yaşayabilir. Ayak ve el bileklerinde de hafif şişmeler bu haftada başlayabilir.
Hamilelik sürecinin en önemli dönemlerinden biri olan 15. hafta, gelişmeye hızlı bir şekilde devam eden bebeğinizin yaklaşık 65 gram ağırlığa ulaştığı dönem olarak da bilinir. 15. hafta gebelik; bebeğinizin tat alma duyusunun geliştiği, kemiklerinin sertleşmeyi sürdürdüğü ve eklemlerini büyük ölçüde hareket ettirebildiği bir haftadır. Anne adaylarının tüm süreç boyunca dikkatli olması, beslenmesine, günlük hareketlerine ve yorgunluğuna dikkat etmesi büyük bir önem taşır. Hamilelik hormonları özellikle hamileliğin 15. haftası olarak bilinen bu dönemde vücudunuzda daha belirgin değişimlerin yaşanmasına sebep olur. Bol bol sıvı alarak bu hormonal değişimlerin bir kısmına karşı vücudunuzu rahatlatabilirsiniz.
Gebelikte 15. hafta, anne karnındaki bebeğin neredeyse tüm vücut sistemlerinin düzgün bir şekilde çalışmaya başladığı haftadır. Bebek, anne karnında hareket etmeye başlar. Fakat bu dönemdeki hareketlerini çok net bir şekilde hissetmeyebilirsiniz. Bu konuda endişe etmenize gerek yoktur. Bebek hareketleri diğer dönemlerden farklı olarak net bir şekilde genellikle 16 ile 22. hafta arasında hissedilmeye başlanır.
Hamilelikte genel olarak 12. Haftadan itibaren bebeğin cinsiyeti belli olmaya başlar. Ultrason muayenesi sayesinde 14 ile 15. haftalar arasında ise çoğunlukla bilgiye ulaşılabilir. Fakat bu dönem hala bebeğinizin gelişimine hızlı bir şekilde devam ettiği bir dönem olduğu için cinsiyet genellikle 20. haftadan itibaren netleşir. 15 haftalık bebek ultrason görüntüsü, bebeğinizin gelişmiş olan elleri ve kollarını rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz bir görüntüdür. Yaklaşık olarak 11 ile 12 cm arasında bir boya ulaşmış olan bebeğiniz, anne karnına gelen ışıkları ve etraftaki sesleri fark etmeye başlar.
15 haftalık gebelikte anne adayındaki değişiklikler arasında sıklıkla yaşanan susuzluk hissi, baş dönmesi, diğer dönemlere göre sık olmayan idrar hissi, baş ağrısı, ağız ve gözlerde kuruluk hissi yer alır. Bu belirtiler genel olarak sıvı kaybının yaşanmış olmasına bağlı olarak gelişir. Bu dönemde bol sıvı tüketerek metabolizmanızın düzgün bir şekilde çalışmasına yardımcı olmanız tavsiye edilir. Bol sıvı tüketimi hamilelik süresince yaygın olarak görülebilen idrar yolları enfeksiyonu riskini düşürür. Bağırsaklarınızın sağlıklı bir şekilde çalışmasına büyük bir katkıda bulunur ve besin sindirimini de kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir. Besin atıklarının rahat bir şekilde vücuttan uzaklaştırılması, vücudunuzdaki kuruluk hissinin yok olması ve sıvı kaybının önlenmesi için su tüketimine dikkat etmeniz gerekir.
Anne karnının artık iyice belirginleştiği 15. hafta gebelik dönemi vücuttaki hormonal dengenin değiştiği bir dönem olduğu için birçok şeye karşı yüksek bir hassasiyet hissetmeniz normal bir durumdur. İlk dönemlerdeki hamilelik belirtileri daha hafif bir şekilde yaşanabilir ve ilk aylara kıyasla bazı açılardan da daha rahat bir dönem geçirebilirsiniz.
Yüz kaslarını istemsiz bir şekilde kullanmaya başlamış olan bebek, anne karnında birçok mimiği farkında olmadan yapmaya başlar. Şaşkınlık, üzgünlük, mutluluk, kızgınlık gibi yüz ifadelerini anne karnında tekrarlayarak kaslarını gevşetmeye çalışır. Kol ve bacaklarını özellikle eklem yerlerinden oldukça hızlı bir şekilde hareket ettirmeye başlayan 15 haftalık bebek, bu dönemde hala ince bir deriye sahiptir.
15. haftada bebek, gelişimi adına oldukça büyük bir yol kat etmeye devam eder. Bu sebeple anne adaylarının beslenmesine her zamanki gibi dikkat etmesi önerilir. Kan basıncındaki değişimler, yorgunluk hissi ve baş ağrısı gibi belirtileri doğru bir beslenme programı ile hafifletebilirsiniz. Besin takviyeleri , kuru yemiş ve bol sıvı tüketimi sayesinde beslenmenize dikkat edebilirsiniz.
Hamileliğin 16. haftası içerisine girildiğinde, bebeğe dair elde edilen verilerin birçoğu netlik kazanmış olur. 12 ile 13 cm boyutlarında, ortalama ise 90 ile 110 gr ağırlığına erişen bebekler, iki hafta önceki duruma oranla büyümüş olur. Bu haftalarda seyreden gebelik sürecinde, bebekler daha hızlı gelişmeyi ve büyümeyi sürdürür. 14.haftadan itibaren göz gelişimi şekillenmeye başlayan bebeğin 16. haftadan itibaren ise hala göz kapakları kapalı olmasına rağmen; gözlerde ufak hareketlilikler meydana gelmeye başlar.
Bu haftada, bebeğin cinsiyetini öğrenmek mümkündür. Cinsiyete göre farklılık gösteren bu durum, erkek bebeklerde hata payı bırakmaz. Ancak kız çocuklar için tam olarak cinsiyetten emin olunması, 20. haftayı bulabilir. Eğer aile genelinde kalp rahatsızlığı söz konusu ise, doktor gebeliğin 16. haftası itibariyle bebekte kalp hastalığı durumunu tespit etmek amacıyla fetal ekokardiyografi yapılabilir.
16 haftalık bebek tekmeleme dönemine erişmiş bir büyüklüğe gelir. Anne adaylarının deneyimlediği büyük değişimler de tıpkı bebek gibi 16 hafta ve 20 hafta arasında gerçekleşir. Çok şiddetli olmasa da hissedilebilen tekmeler, genellikle mide kasılması ya da sindirim problemi varmış gibi hissettirir. Bunu ilk defa tecrübe eden anneler ilk tekmeyi bu süreçte fark etmede biraz güçlük yaşayabilirler. Ortalama olarak elma büyüklüğünde olan bebekler birkaç hafta içerisinde daha belirgin bir kilo ve boya ulaşır. 16 haftalık bebek gelişimi hamileliğin hızlı ilerlediği bir dönem olur. Bacaklar daha gelişmiş, omurga ve sırt kasları daha güçlenmiş ve bundan kaynaklı olarak da baş ve boyun kısımları daha dik bir konuma gelmiş olur. Bunlara ek olarak bebeklerin kafatası ve ayak tırnağı oluşumu ve yüzlerindeki kasların gelişimi de devam eder. Böylelikle bebekte kaş çatma ve göz oynatma gibi mimikler de bu dönemde görülebilir. Ayrıca gebeliğin bu döneminde bebeklerin gözleri görmeye başlayabilir ve minimum düzeyde de olsa ışığı algılamada kolaylık kazanır.
Bebeklerin bu haftadaki görüntüleri, kaş ve göz kapaklarıyla birlikte gelişmiş olan kafa yapıları ile netlik kazanır. Derileri yarı saydam ve kan damarları açıkça görülebilir. 16 haftalık ultrason görüntüsü bebeklerin yüz hatlarının belirginliğini gösterir. Ayaklar koldan uzundur ve vücut daha ince bir görünüme sahiptir. Bu haftada bebeğin görüntülerinde aynı zamanda elleri birleştirme ve kenetleme eyleminin de gerçekleştiği görülebilir. 16 haftalık bebek görüntüsü, doktor aracılığı ile ultrason sayesinde net ve belirgin bir şekilde gözlemlenebilir. Kalp, böbrek ve diyafram gibi organlar da kolaylıkla incelenebilir. 16 haftalık bebeğin görüntüsü bebeğin cinsiyetinin de dahil olabileceği bilgiler içerir. Henüz cinsiyet öğrenilmediyse bu haftada cinsiyet tahmininde bulunmak mümkün olabilir. Bunlarla birlikte, vücut içerisinde de değişiklikler meydana gelir. Kalp vücuda kan pompalamaya başlar ve bu durum her geçen gün kan miktarının artmasına da yardımcı olur. Bir diğer önemli gelişme ise bebeklerin artık ebeveynlerini duyabiliyor olmasıdır. Kulaklarının gelişmesi ile birlikte konuşulanlar ya da şarkılar bebekler tarafından duyulur. Yapılan araştırmalar doğrultusunda bebeklerin doğumdan önce duydukları seslere karşı doğum sonrasında tanıdık tepkiler verdiği söylenir.
17 haftalık gebelik görüntüsü incelendiğinde bebeğin boyunun önceki haftanın neredeyse iki katı olduğu görülür. Boyun ve kalça arasındaki uzunluk ortalama 11-14 cm arasındadır. Ağırlığı da yine boyu gibi yaklaşık iki kat daha fazla, 120-160 gr arasındadır. Bebeğin ne kadar büyüdüğünü fiziksel olarak ifade etmek gerekirse avuç içi kadar olduğu söylenebilir. Bebeğin organları hızla gelişimine devam eder. İnsan metabolizması için son derece önemli olan yağlar bu dönemde oluşmaya başlar. 17 haftalık bebek insansı görüntüsünü büyük oranda tamamlar. Ter bezlerinin gelişmeye başladığı bu dönemde bebeğiniz eklem yerlerini de oynatabilir. Bebeğin önceki dönemde rastgele atan kalbi 17. haftadan itibaren beyin tarafından yönlendirilerek düzenli atmaya başlar. Bu süreçte kalp ortalama dakikada 140-150 atım yapar.
Gebeliğin 17. haftasında bebeğin hareketleri hissedilebilir. Fakat bu dönemde minik tekmeleme ve hareketlerin hissedilmemesi bir sorun olduğu anlamına gelmez. İlerleyen dönemde bu hareketler bariz şekilde hissedilebilir. Tabi bu hareketler ilerleyen dönemde de her gün olmayabilir. Annenin ve bebeğin gelişimine bağlı olarak belirgin hareketlerin hissedilmesi 26. haftayı bulabilir.
Hamilelik döneminde bebekte hızlı bir gelişim yaşanırken anne adayında da yoğun bir gelişim devam eder. 17. hafta annedeki değişiklikler ilk önce psikolojik ve duygusal anlamda kendini gösterir. Bunun yanında vücutta da meydana gelen bir kısım fiziksel değişimler görülür.
Gebeliğin 17. haftasında anne adayının karnı iyice belirginleşir. Rahimdeki değişikliklerin yanında aynı zamanda vücudun diğer kısımlarında da bir kısım farklılaşmalar yaşanır. Bu döneme kadar anne adayının ağırlığında 2,5 ila 5.5 kg arasında değişim olması son derece normaldir. Anne adayının beslenmesine 17. haftadan itibaren daha çok dikkat etmesi gerekir.
Hamileliğin 17. haftasından itibaren vajinal akıntılara da dikkat edilmelidir. Genellikle beyaz ve açık sarı renkte olan akıntı iltihap veya enfeksiyon değildir. Akıntı yoğun şekilde devam ediyorsa ped kullanarak soruna tedbir alınabilir. Bu dönemde kullanılan külotlu çorap ve naylon iç çamaşırları akıntının enfeksiyona dönüşmesine sebep olabilir. Dönemin hassasiyeti göz önünde bulundurularak vücudu sıkan çamaşırlar giymemeye özen göstermek gerekir. Akıntı ile birlikte rahim ve kasık kısmında ağrılar meydana geliyorsa enfeksiyon ihtimaline karşı doktorunuz ile görüşmekte fayda vardır. Enfeksiyonu anlayabileceğiniz en önemli belirti akıntının kötü kokulu olması ve renginin de yeşil sarı karışımı bir renk olmasıdır.
17 haftalık gebelik sürecinde anne adayının en çok dikkat etmesi gereken konulardan biri de banyo esnasında vajinayı direkt olarak suya maruz bırakmamaktır. Böyle bir şey yapılırsa vajinanın pH değeri düşerek çeşitli akıntı ve kanamalar meydana gelebilir. Bazı anne adayları vajinadaki normal akıntıyı enfeksiyon zannederek su püskürtmesi ile çözüm bulmaya çalışır. Söz konusu uygulama son derece tehlikeli ve yanlıştır.
Gebeliğin bu döneminde sık sık yaşanan kramp ağrılarına da rastlanır. Böyle bir durumda yapılması gereken şey istirahat etmektir. Eğer kramp ağrıları artıyorsa aşırıya kaçmamak kaydıyla kramp bölgesine sıcak uygulama yapmak faydalı olabilir. Yine kramplara karşı çok ileri gitmemek kaydıyla egzersiz hareketleri yapılabilir. Kramplarınız tedbir alamayacağınız şekilde devam ediyorsa potasyum eksikliğinden kaynaklı bir durum olabilir. Bu konuda doktor tavsiyesi almak en doğru harekettir. Hamileliğin her döneminde olduğu gibi bu dönemde de bol sıvı tüketilmesine özen gösterilmelidir.
Gebeliğin ikinci trimesterına dahil olan 18. haftada hamileliğin en zor ve riskli dönemleri geride kalır. Anneler artık vücutlarındaki birçok değişime alışmaya başlar. Bebe hızlı bir şekilde büyümeye devam ederken anneler de hamilelik sürecinin en keyifli dönemine geçer. Mide bulantıları ve baş dönmelerinin oldukça azaldığı bu haftadan sonra anneler kendilerini çok daha iyi ve enerji dolu hissetmeye başlar. Hamileliğin her haftasında anne ve bebekte yeni değişimler gözlemlenir. 18. haftada anne ve bebek arasındaki ilişki artar çünkü bebeğiniz artık sizi duyabilir.
Anne karnında 18. haftasında olan bebeğin boyu ortalama 14 santim, kilosu ise 220 grama ulaşır. Yüzünün şekli daha belirgin hale gelir ve gözleri kalıcı olan yerine yerleşmeye başlar. 18 haftalık bebeğin duyma yetisi mucizevi bir şekilde gelişim gösterir. Kulakları artık başının yanında çıkıntı yapmaya ve sesleri ayırt etmeye başlar. Artık bebeğiniz sizi duyabilir ve onunla daha iyi iletişim kurabilirsiniz. Bu süreçte bebeğinizle ne kadar fazla iletişime geçerseniz ilerleyen dönemlerde sesinizi tanıması o kadar kolay olur. 18 haftalık bebeğin iç organlarının gelişimi hızlı bir şekilde devam eder. Çoğunluğu amniyotik sıvıdan oluşan ve mekonyum olarak isimlendirilen ilk dışkı ortaya çıkmaya başlar. 18 haftalık bebeğin cinsel organı büyük ölçüde oluşmaya başlar. Eğer bebeğinizin cinsiyeti kızsa rahmi ve yumurta kanalı tamamen şekillenmiştir. Bebeğiniz erkekse bu haftanın sonunda prostat gelişimi tamamlanır. Fakat testisleri henüz yumurtalık torbası seviyesine inmemiştir. 18. haftada hem erkek hem de kız bebeklerin meme uçları oluşmaya başlar. Emme ve yutma refleksi geliştiği gibi parmak izleri de artık oluşmuştur. Aynı zamanda bebeğiniz bu dönemde hıçkırma ve esneme konusunda da uzmanlaşır. 18. haftaya kadar bebeğinizin karnınızda olduğunu biliyor fakat çok fazla hissedemiyordunuz. Bu haftadan sonra bebeğin el ve bacaklarını oynatması hızlanır. Anneler artık bebeklerinin hareket ettiğini daha rahat hissedebilir. Belki de hepsinden önemlisi, 18 haftalık bebeğin artık bir uyku düzeni vardır.
18 haftalık bebek, ultrason görüntüsünde sizinle iletişim kurmaya çalışabilir. Çünkü artık bebeğinizin mimikleri gelişmiştir. 18 haftalık bebeğin kemikleri kalsiyum birikmesine bağlı olarak önemli ölçüde sertleşir. Kemiklerinin geliştiğini ultrason görüntüsünde izleyebilirsiniz. Fakat her geçen gün bebeğinizin kalsiyum ihtiyacı artacağından bu süreçte beslenme düzeninize özen göstermelisiniz.
19 haftalık bebek, anne karnında duyu organları belirgin şekilde gelişmiş bir canlıdır. Bebeğin beyin fonksiyonları hızla gelişir ve vücut hareketlerini kontrol etmeye başlar. Beyin; tat alma, görme, duyma ve hissetme duyularına yönelik komutlar gönderir. Bazı araştırmalarda bebeğin bu dönemde dışarıda olan sesleri duyabileceğini gösterir. Bu dönemde onunla konuşabilir, ona şarkılar söyleyebilirsiniz.
Bu dönemde bebeğin ağırlığı ortalama 250 gr, boyu ise 17 cm civarındadır. Bu da bebeğin yaklaşık bir elma büyüklüğünde olduğunu gösterir. Bebeğin kolları ve bacakları vücudu ile orantılı şekilde belirginleşir ve gelişimini sürdürür. Önceki haftalarda faaliyetine başlayan bebeğin böbrekleri çalışmaya ve idrar üretmeye devam eder. Saçları ise kafa derisinde şekillenmeye başlar. ```html
Gebelikte 19. hafta bebek gelişimi esnasında bebeğin teninde koruyucu bir tabaka oluşur. Bu eşsiz koruyucu, bebeğin tenini amniyon sıvısının asidine karşı korur. Bebeğin derisindeki saydamlığın azaldığı ve derideki renk pigmentlerinin oluşmaya başladığı görülür.
Hareketlerini hissettiğiniz bebeğiniz, bu dönemden itibaren kollarını ve bacaklarını rahat bir şekilde oynatır. Bunun sebebi bebeğin kıkırdak yapısının güçlenmesi ve kemik oluşumunun hızlanmasıdır. Ultrasonda 19 haftalık bebek görüntüsü parmağını emerken, kordon bağına uzanmaya çalışırken, yüzüne dokunurken ya da bacakları ile pedal çevirme hareketine benzer bir hareket ile yakalanabilir. Bebeğin cinsel organlarının gelişimi bu süreçte daha da hızlanır. Kalbi de gelişimine devam eder ve sizin kalbinizin iki katı hızla atar.
40 hafta olarak hesaplanan hamilelik süresinin yarısı olan 20. haftada bebeğin gelişimi hızla devam eder. Bebek büyüdükçe, anne adayının karın bölgesinin de genişlediği görülür. Artan iştahla birlikte alınan kilolar, bir noktadan sonra zorlayıcı olmaya başlayabilir. 20. hafta gebelik için duygusal bir dönemdir. Bu haftalarda bebekle konuşularak annesinin sesini tanıması sağlanır. 20. haftada anne karnındaki hareketler iyice hissedilebilir. Gebeliğin 5. ayının içinde olunan dönemde, bebek dışarıdan gelen seslere tepki verebilir. Yüksek seslerden korkabilir. Onunla konuşan annesinin sesini dinleyebilir.
Hamilelikte 20. hafta bebeğin kendisini keşfettiği bir dönemdir. Anne karnındaki sıvı içinde yaşayan bebek, ellerini kollarını yönetebildiğini fark ederek kıpır kıpır bir döneme girer. Bebeğin bağırsaklarında biriken mekonyum adlı siyah madde, bu haftalarda ortaya çıkar. Doğumla birlikte atılan mekonyumu, bebeğin ilk bezinde görmek mümkündür. Hamileliğin 20. haftasından sonra her geçen gün, doğuma ve bebeğin dünyaya gelmesine bir adım daha yaklaşıldığı için heyecan giderek artar. Bedeni sıkmayan rahat kıyafetler giyilerek mutlu eden aktiviteler yapmak, stresi ortadan kaldırır.
20 haftalık gebelik döneminde, bebeğin boyu yaklaşık olarak 21 cm civarındadır. 20 haftalık bebek hareketlerini anne adayı net bir şekilde hisseder. Karın içindeki boşluk uygunsa, bebek takla atabilir veya bacaklarıyla annesini uyarabilir. Bebeğin yaklaşık olarak 350-420 gram arasında olduğu söylenebilir. 20 haftalık bebek görüntüsü yaklaşık bir muz kadardır. 20 haftalık gebelik gelişiminin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için, stresten uzak durmak gerekir. 20 haftalık bebek kilosu, ultrasondan bakılarak yapılan hesaplamalarla ölçülebilir.
20 haftalık bebek görüntüsü, kafası vücuduna göre büyük olan bir bebek görünümündedir. Kafası, elleri, ayakları, bacakları ve parmakları ile tam bir oluşum halinde olan bebeğin vücut hareketleri bu evrede izlenebilir. Bebeğin kalp atışları, önceki haftalara göre daha hızlıdır. Göz kırpma refleksleri de oluşan 20 haftalık anne karnındaki bebek için beyin gelişimi de başlar. Bebeğin cinsiyeti kız ise bu haftada rahminde, 7 milyondan fazla yumurta bulunur. Erkek bebeklerde ise var olan testisler, 20. haftadan itibaren, olması gereken yere doğru inmeye başlar.
Gebeliğin en heyecanlı zamanları, ultrasonla izleme yapılabilen anlardır. Bebeğin kalp atışı dinlenerek anne karnındaki hareketleri takip edilir. Gebeliğin 20. haftasından sonra detaylı ultrasonla, bebeğin tüm sağlık tar ```html aması yapılır. Önceki haftalarda daha şeffaf görünen cilt tabakası kalınlaşmaya başlar. Bebeğin derisi lanugo adı verilen tüylerle kaplanır. Gebeliğin 36. haftasından sonra bu tüyler dökülür. Erken gerçekleşen doğumlardan sonra ise tüyler, zamanla dökülecektir. 20 hafta ultrason görüntülerinde, belirli aralıklarla uyuyan ve kendine özgü bir hayatı olan canlı seyredilebilir.
Büyüyen göbek, annede bel ve sırt ağrılarına neden olabilir. Bebek bekleyen her kadın, aynı ağrıları hissetmeyebilir. Vücutta eksik olan vitaminlerin tamamlanması için vitamin hapları almak ve oluşabilecek krampları önlemek için magnezyum takviyesi almak gerekir.
Gebelikte 20. hafta annedeki değişikliklerden biri de deride çatlak oluşumlarının başlamasıdır. Doktorunuzun önerdiği uygun kremler bu konuda yardımcı olabilir. Sağlıklı beslenen, düzenli olarak yürüyüş ve spor yapan anne adayı, hamileliğini daha rahat geçirir. İki canlı olunduğu düşünülerek aşırı yemek yemek, sağlıklı bir beslenme şekli değildir. Hamilelik döneminde alınan fazla kilolar, hem bebeğin sağlığını hem de annenin sağlığını etkiler. Gebelikte çokça yaşanan bağırsak problemlerini yaşamamak için lifli gıdalarla beslenmek yerinde olacaktır. Mevsimin meyve ve sebzelerini taze olarak tüketmek gerekir. Portakal suyu içmek yerine, portakalı tüm olarak tüketmek daha faydalıdır. Ayrıca bebeğin beyin gelişiminin başladığı, gebeliğin 20. haftasından sonra Omega 3 açısından zengin olan; balık, ceviz, ıspanak, lahana ve badem gibi besinlerden faydalanılabilir. Abur cubur tüketmek yerine sağlıklı atıştırmalıkları hayatın merkezine alarak açlık krizlerini bastırabilirsiniz.
Anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişebilmesi için, demir ve çinko bakımından zengin gıdalarla beslenmesi gerekir. Yumurta, kümes hayvanları ve kırmızı etin düzenli olarak tüketilmesinin yanı sıra, günlük protein alımına dikkat edilmelidir. Gebelik döneminde, kırmızı kan hücrelerinin sayısı arttığı için, vücudun demire olan ihtiyacı da artar. Annenin vücuduna oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri, bebek için de oksijen taşımaya başlar. Hamilelikte demir ilacı kullanımı, doktorun tavsiye ettiği ölçüde ve şekilde olmalıdır. Hamilelikte demir hapı şeklinde veya sıvı ilaç olarak dışarıdan demir alınabilir. Gebelikte demir eksikliği, ilerde büyük sorunların yaşanmasına sebep olacağı için, günde 30-50 mg arasında demir takviyesi alınabilir.
"Hamilelikte demir eksikliği için ne yemeli?" diye merak edenler için taze ve doğal ürünlerden faydalanmak tavsiye edilir. Gebelik döneminin önemli ihtiyaçlarından olan demiri, kırmızı et tüketerek alabilirsiniz. Kırmızı et tüketiminden kaçınanlar veya vejetaryenler için; nohut, mercimek, bezelye, kuru fasulye, ıspanak, kuru erik ve üzüm gibi gıdalar tavsiye edilir.
Gebelikte 21 hafta bebek gelişimi açısından hız kazanmış olan bir dönemdir. Cenin gelişiminin hızlandığı bu dönemde bebeğiniz ortalama olarak 26 cm uzunluğuna ulaşır. Ağırlığı ise 440 gram civarında seyreder. Yaklaşık havuç kadar olan boyutları ile karnınızda uzanan bebeğiniz gün geçtikçe biraz daha büyür. Kaş, saçlar ve göz kapaklarının iyice belirginleşmeye başladığı 21 haftalık gebelikte bebek hareketlerine yüz ifadeleri de eklenir. Ağız hareketlerinin görüldüğü bu dönemde ilginç olan durumlardan biri de bebek ve plasenta ağırlığıdır. Gebeliğin başlangıcından itibaren bebeğin kilosu plasentadan daha azken ilk kez 21. haftada bebeğin ağırlığı plasentadan fazla olur.
21 haftalık gebelik gelişimi aşamasında bebeklerin ciltlerinde farklılıklar da oluşur. Transparan görünüm devam etse de giderek daha az belirgin hale gelmeye başlar. Deriyi kaplayan Vernix Caseosa adındaki yağlı madde ise bebeklerin pamuk gibi beyaz bir renge sahip olmalarını sağlar. Bu durum bebeklerin amniyotik sıvı içerisinde uzun süre dayanıklı ve korunaklı bir şekilde yaşayabilmesine yardımcı olur. 21. haftada bu tabaka biraz daha kalınlaşır. Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunda da bu görülebilir.
21 haftalık gebelik ultrason görüntüleri bir önceki haftalara oranla daha net sonuçlar verir. Bebeğin kaş ve göz kapakları gelişim gösterdiği için göz küresi hareketleri daha belirgin bir hal alır. Göz kapakları kapalı olsa da ultrasonda hareketi görmek mümkündür. Gelişimi devam etmekte olan bebeğinizin hareketlenmeye başladığı bu dönemde kramp şikayetleri gibi durumlar yaşamanız da söz konusu olabilir. Rahim duvarınızın kısalması başlayana dek gece uyurken karın bölgesinde kasılma hissetmeniz son derece olası bir durumdur. Bazen bebeğinizin takla atması sonucunda da bir takım hareketlenmeler yaşanabilir. 21 haftalık gebelik görüntüleri içerisinde gözlemlenebilen bu hareketliliğe kısa süre içinde alışabilirsiniz. Bu hareketlerin yanı sıra hıçkırma ve esneme gibi mimik hareketleri de ultrasonda görülür.
Bu dönemde 21 hafta içerisinde olan bebeğiniz, gelişimi hız kazandığı için neredeyse yeni doğan bebekler kadar uykuya zaman ayırır. 21. hafta gebelik ultrason görüntüleri, geride bıraktığınız haftalarda belirsizliğini koruyan pek çok şeye açıklık getirdiği için bu süreci daha kolay atlatabilmenize ve tamamlayabilmenize yardımcı olur.
Hamileliğinizin 21. haftasına girdiğinizde kendinizi bir önceki haftalara oranla daha rahat ve iyi hissetmeniz mümkündür. Karnınızın çok büyük olmaması ve erken süreçlerde yaşanan diğer semptomlar bu süreçte artık görülmez. Ancak 21. haftada birtakım rahatsızlıklar yaşanmayacağı anlamına gelmez. Beslenmenin haricinde yüksek oranda yağ üreten vücudunuzdan kaynaklı olarak akne oluşumu normalin üzerine çıkabilir. 21 haftalık gebelikte annedeki değişiklikler arasında bulunan akne artışına karşı, oral akne ilacı alımı kesinlikle önerilmeyen bir durumdur. İlaç almak bebeğe zarar verebildiği için hiçbir ürün kullanılmaması daha sağlıklı bir hamle olur. Bununla birlikte demir desteğine başlanması gerekir ```html
Gebeliğin 21. haftasında görülebilecek bir diğer değişiklik ya da rahatsızlığın varis oluşumu olarak bilinir. Progesteron seviyesinin artmasıyla meydana gelen varisler, bu süreçte görülmesi olası bir durumdur. Buna ek olarak ince damarların ayak bilekleri, yüz bölgesi ve bacaklarda yoğun olarak belirginleşmesi de söz konusudur. Ancak ince varisler rahatsız edici bir etkiye sahip değildir. Genelde doğumdan sonra kendiliğinden düzeldikleri de bilinir.
Omega 3 yağ asitleri, gebelik sürecinde doktor kontrolü dahilinde tüketildiğinde hem anne sağlığı hem de bebek gelişimi açısından olumlu etkilerde bulunan bir tür takviyedir. Omega 3 faydaları arasında sıralanan erken doğumu önleme, düşük riskini azaltma, gebelik zehirlenmesini önleme gibi durumlara ek olarak doğum sonrası depresyon riskini minimuma indirmesi de yer alır. Hayvansal ve bitkisel olarak iki farklı kaynağa sahip olan takviyelerden bitkisel olanlar ceviz, fındık, susam, semizotu, yeşil yapraklı sebzeler ve soyadır. Hayvansal kaynaklar ise soğuk suda yaşayan balıklar, otlak alanlarda beslenen inek ya da koyun gibi hayvanların et ve süt ürünleri ile yumurta gibi besinlerdir. Omega 3 içeren besinler olarak sıralanan bu gıdalar arasında hayvansal olanlar gebelik döneminde sıklıkla tüketilmesi önerilen ürünlerdir. Doktor kontrolünde tüketimi yeterli miktarda yapıldığı takdirde sinir sistemi, beyin ve göz sağlığının yanı sıra kalp, damar ve ruhsal sağlık da anne üzerinde olumlu yönde seyretmeye başlar. Omega 3 takviyesi alan anne adaylarının bebeklerinde alerjik hastalıklara sahip olma olasılığı da oldukça düşüktür. Bu gıda takviyeleri sayesinde bebeklerin bağışıklık sistemlerinden uyku düzenlerine kadar her açıdan olumlu etkilendikleri de bilinmektedir.
22 haftalık bebek kilosu ortalama 400 grama, boy uzunluğu ise 28 santime ulaşır. Bebeğin vücudu her gün biraz daha yenidoğan görünümü kazanır. Bu dönemde bebek artık anneyi duyabilir. Bebeğiyle iletişim kurmak isteyen anneler, ona müzik dinletebilir ya da kitap okuyabilir. Bebeğiniz bu sesleri duymakla kalmaz tepki vererek size gösterebilir.
Duyma yetisinin yanında koku, tat alma ve dokunma gibi hisleri de oldukça güçlenmeye başlar. Annenin yediği her besin plasentadan geçtiği için bebeğiniz yediklerinizden etkilenip tepki verebilir. 22 haftalık bebeğin organlarında önemli gelişmeler yaşanır. Kız bebeklerin rahmi ve yumurtaları tam yerini alır. Erkek bebeklerin ise testisleri karın boşluğundan testis torbasına doğru iner.
22 haftalık gebelik ultrason görüntülerinde bebek çok daha net görülür. Saç, kaş, kirpik ve tırnakların uzamaya devam ettiği bu dönemde yüz hatları da yenidoğan görünümüne yaklaşmaya başlar. Fakat bu tüyler hiçbir renk pigmenti içermediğinden henüz beyazdır. Bebeğinizin göz kapakları henüz sımsıkı kapalı olsa da iris oluşmuştur. Bununla birlikte pigmentasyon tamamlanmadığı için göz rengi belli değildir. Bu hafta aynı zamanda çene bölgesinde dişler de oluşmaya başlar.
22. haftada bir önceki haftaya göre mimikler de daha belirgindir. Başparmağını ağzına götürmüş şekilde ya da elini çenesinin altına koyarak sizi karşılayabilir. 22 haftalık bebeğin çene kasları yeterli olgunluğa ulaştığından bebeğinizin esnediğine ya da dil çıkardığını görebilirsiniz.
Bu dönemde fiziksel rahatsızlıklar artabilir. Bu rahatsızlıklardan el ve ayaklarda ortaya çıkan şişlikler sıktır. Hafif olması gereken şişlikler nad ```html
de olsa aniden ve şiddetli belirti verebilir. Normalden fazla şişlikler gebelik zehirlenmesinin belirtisi olabiliceği için doktorunuza danışmanız uygun olacaktır. 22 haftalık gebe olan bir annenin bu döneme kadar 5-6 kilo kadar alması normal karşılanır. Kilo alımına bağlı olarak sırt ve bel ağrılarında artış yaşanabilir. Fakat vücudunuzu dengede tutma konusunda bazı sorunlar başlayabilirsiniz. Karın büyümesine bağlı olarak denge sorunları oluşabilir. 22 haftalık gebelik döneminde bir diğer değişim karın bölgenizde yaşanan gerilme hissidir. Gebelik süreci ilerledikçe karnınızdaki gerilme hissinin arttığını hissedebilirsiniz. Karın bölgenizi uygun kremlerle nemlendirirseniz hem gebeliğe bağlı oluşabilecek çatlakları önleyebilir hem de kuruluk hissini azaltabilirsiniz.
Gebelik döneminin 22. haftasından itibaren vücudunuz doğum için birtakım hazırlıklara başlar. Bu nedenle 22 haftalık gebelikte rahim ağrısı şikayetleri olabilir. Ortaya çıkması beklenen rahim kasılması çok şiddetli olmasa da rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Su tüketimi; vücudunuzdaki besinlerin işlenmesine, kan hacminin korunmasına, vücut ısınızın dengede ve cildinizin nemli kalmasına yardımcı olur. Aynı zamanda baş ağrılarınız ve rahim kasılmalarınız da su tüketiminin artışına bağlı olarak azalır. Günde ortalama 8 bardak su tüketerek kendinizi çok daha iyi hissedebilirsiniz.
Anne adayları gebelik dönemi boyunca farklı psikolojik süreçlerden geçer. Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz ilk an mutluluk duygusunun yanı sıra kaygılı hissetmeniz çok normaldir. Aşırı kilo alır mıyım? İyi bir ebeveyn olabilir miyim? Eşimle ilişkimiz bebeğimin gelişimini nasıl etkiler? gibi endişe içeren pek çok soru aklınızı meşgul edebilir. Hamileliğin ilk dönemleri hormon üretimindeki ani değişimler de duygu durumunuzu etkileyebilir. Fakat gebeliğin 2. trimester döneminden itibaren hormon üretiminde bir dengelenme söz konusu olur.
Hormon üretiminin istikrar kazanması ani ruh hali değişimlerini büyük oranda azaltır. Aynı zamanda anneler gebeliğin bu döneminde vücudundaki değişimlere alışmıştır. Her şeye rağmen annelerin stresli hissetmesi ise çok normaldir. Uykusuz ve yorgun geçirdiğiniz her gün stres seviyeniz biraz daha artar. Bu nedenle düzenli uyumaya ve dengeli beslenmeye özen göstermelisiniz. Gün içinde yapacağınız kısa yürüyüşler, nefes egzersizleri ve kitap okuma aktiviteleri dinlenmenize ve stresinizi azaltmaya yardımcı olabilir. Hamileliğin 3. ve son döneminde doğum süreciyle ilgili endişeleriniz olabilir.
Anneler doğuma yaklaşırken tüm endişelerini paylaşmalıdır. Korku ve kaygıların paylaşılması stresi azaltır. Fiziksel ve ruhsal pek çok değişimin yaşandığı bu dönemde gebelik psikolojisi ihmal edilmemelidir. Ruh sağlığınızda kayda değer bir değişim yaşıyorsanız ya da gebelik depresyonu düşünülüyorsa yardım almalısınız. Gebelikte depresyon tedavisi, hamilelik sürecini daha rahat geçirmeniz için zorunluluktur.
23 haftalık bebek anne karnında avuç içine sığacak büyüklüktedir. Ortalama 500 gram olan 23 haftalık bebek, yaklaşık olarak yetişkin bir elma büyüklüğündedir. Bu dönemde bebeğin boyu ise 29 cm dolaylarındadır. Organlarındaki büyük gelişimlerden biri akciğerlerde gözlemlenir. Bebeğin akciğerinde bulunan damar yapıları fonksiyonel işlevini yerine getirebilmek için olgunlaşmaya devam eder. Akciğerlerde oksijen ve karbondioksit geçişi kolaylaşır. Kan akışı da hızlandığı için cilt görünümü daha kırmızı renktedir.
Gebelikte 23. hafta bebek gelişimi incelendiğinde bebeğin tat alma, koku, dokunma gibi hislerinin hızla gelişmeye devam ettiği görülür. Bebeğin duyu organlarındaki hızlı gelişim hareketlerine de yansır. 23 haftalık bebek anne karnında yeni tatla tanışmak için elini ağzına sokar. Ses duyabilmek için kulak kabartır ve sık sık hareket eder. Anne adayı olarak bu hareketlerin büyük bir kısmını hissedemediğiniz için bu gelişmeler size biraz garip geliyor olabilir. 23 haftalık bebek, anne karnında her geçen gün biraz daha büyür ve annesine kavuşacağı o büyülü anı bekler. Hamileliğin 23. haftasında bebek hareketlerinde istikrar sağlanamayabilir. Bu istikrasızlık sebebiyle telaşa kapılmanıza hiç gerek yoktur. Yaşanan bu durum son derece normaldir. Bazı günler yoğun şekilde hareket ve tekmelere şahit olurken bazen de hiç hareket hissetmeyebilirsiniz. Bebeğin istikrarlı hareketleri 28. haftadan itibaren daha belirgindir. 23 haftalık gebelik ultrason görüntülerinde bebeğin insani duruşunu çok rahat bir şekilde görebilirsiniz. Ultrasonda bebeğinizi kimi zaman uyur, kimi zaman da hareketli şekilde bulabilirsiniz. Bebek bu dönemde mimiklerini gösterir. Ultrasonda size gülümseyebilir, yüzünü ekşitebilir ya da kızgın bir duruş sergileyebilir. Elini çenesine koymuş şekilde bir görüntü de yakalayabilirsiniz. Hatta bebeğin esnediğini ya da dilini çıkardığını da görebilirsiniz. Amniyon sıvısını yutma amacıyla yaptığı ağzını açma kapama hareketleri aynı zamanda çene kaslarının güçlenmesini de sağlar. Bu sayede çene kasları doğumdan sonra anneyi emmeye hazırlanır. 23 haftalık gebelikte kasık ağrısı şikâyeti yaygın olarak görülse de mide bulantılarının azaldığını görebilirsiniz. 23 haftalık gebelikte anne belirgin şekilde kilo almaya başlar. Bu süreçte karnınız hamileliği belli edecek düzeyde yeterince büyümüştür. Sonraki süreçte karnınızın çok daha fazla büyüdüğüne şahit olursunuz. Bu dönemde rahatlıkla eğilip doğrulabilirsiniz ya da iş yapabilirsiniz. Hamileliğin bu dönemine sağlıklı şekilde ulaştığınıza göre artık düşük yapma riski ortadan kalkmış demektir. Bu riskin ortadan kalkması bundan sonrasının risksiz bir süreç olduğu anlamına gelmez. Her dönemin kendine has sıkıntıları elbette olabilir. Hamileliğin bu döneminde yaşanan sorunların başında kansızlık gelir. Normal karşılanan anemi problemi zaman zaman baş dönmesi, mide bulantısı ve halsizlik gibi rahatsızlıklara sebep olabilir. Bu tür şikâyetlerde doktorunuza başvurmanız gerekir. 23. haftada karşılaşılan problemlerden biri de Braxton-Hicks adı verilen rahim kasılmalarıdır. Bu haftadan itibaren bebek dünyaya gelme hazırlıklarına başlar. Doğal olarak bu durum da rahimde kasılmalara sebep olur. Rahim kasılmaları çok şiddetli olmamakla birlikte rahatsızlık yaratabilir. Beslenme ve mevsimle de alakalı olabilecek grip ve ishal problemi ile de karşılaşılabilir. Bu dönemde bol su içilmesi ya da et suyu, meyve suyu gibi gıdalar alınmasında fayda vardır. Gebelikte annedeki meydana gelen değişikliklerin en büyük sebebi hormonal değişikliklerdir. Bu döneme kadar vücuttaki progesteron hormonu östrojen hormonundan daha yüksektir. Hamileliğin 23. haftasından itibaren östrojen hormonu artmaya başlar ve ilerleyen dönemde progesteron seviyesine ulaşır. Bu nedenle ince damarlar da daha belirgin hale gelebilir. Kadınlar için kalsiyum tüketimi her dönemde büyük önem taşır. Hamilelik döneminde kalsiyum tüketilmesi neden önemlidir? Bu süreçte bebek kalsiyum ihtiyacını anneden karşıladığı için yeterli kalsiyum alınmazsa ilerleyen dönemlerde kalsiyum eksikliği ya da kemik erimesi problemleri ile karşılaşılabilir. Anne adayının her gün ortalama 1 gr kalsiyum alması gerekir. Günde ortalama 3 bardak süt ya ```html da 1 kase yoğurt tüketilirse günlük kalsiyum ihtiyacı büyük oranda karşılanır. Geri kalan kalsiyum ihtiyacı ise meyve ve sebzelerden karşılanmalıdır. Yeterli miktarda kalsiyum almayan anne adayına doktor tavsiyesi ile kalsiyum takviyesi yapılabilir.
24. hafta gebelik döneminde annenin karnı çok belirgindir. Yorgunluk hissi artabilir. Gebe, el ve ayak parmaklarında uyuşmalar hissedebilir. Karpal tünel sıkışması gebe kadınlarda sıkça görülen bir durumdur. Uzanarak dinlenildiğinde el ve parmak uyuşmaları geçer. Hormonal değişimlerin de etkisiyle ayaklarda şişme meydana gelebilir. Her kadında aynı şekilde seyretmeyen ayak şişmeleri neticesinde ayaklarının bir numara büyüyebilir. Anormal seyreden durumlarda bir sağlık kuruluşuna başvurmak gereklidir.
Gebeliğin 24. haftasından itibaren erken dünyaya gelen bebeklerin hayatta kalma olasılıkları ortalama %85’tir. Organlarının işleyişleri düzene girmeye başlayan bebek, dış dünyada bazı desteklerle nefes alıp verebilir. Bununla birlikte hayatta kalan bebeklerin yaklaşık yarısında kalıcı zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Anne karnındaki bebek hamileliğin son aylarında hızlı bir şekilde kilo almaya başlar. Her gebenin beslenme ve genetik durumuna göre farklı olabilir. Yaklaşık 550 gram olan bebeğin ciğer gelişimi dış dünyada yaşayabilecek seviyeye gelmeye başlar. Bu haftalarda yediklerine dikkat etmeyen anne adayı, gebeliğin ilerleyen haftalarında sıkıntı yaşayabilir.
24 haftalık bebeğin boyu ultrason ölçümlerinde uyluk kemiği ölçülerek hesaplanır. Gebeler üzerinde yapılan araştırmalara göre gebeliğin 24. haftasında bebeğin boyu ortalama olarak 29-30 cm'dir. Bebeğin hızlı gelişimi 24 haftalık gebelik hareketlerini zamanla kısıtlamaya başlar. Hamilelikte 24. hafta bebek gelişiminde ağırlık; kaslarda, kemiklerde ve iç organlarda toplanır.
24 haftalık bebek hareketleri, anne için ayırt edici bir hale gelir. Günün bazı saatlerinde hareketli olan bebeğin hareketleri takip edilebilir durumdadır. Bebek, dış dünyadan gelen sesleri duyabilir ve hareketlere tepki verebilir. Aynı zamanda, duyduğu yüksek seslerden rahatsız olabilir. Tat duygusu gelişmeye başlayan bebek, annenin aldığı gıdaların tatlarını ayırmaya başlar. Tatlı yiyeceklerden sonra genellikle bebeğin hareketlendiği görülür.
Gebelikte 24. haftadan itibaren anne adayları için şeker yükleme testi yapılması tavsiye edilir. Anne adayına, tercihen aç karnına verilen 75 gram glukozun takibi ile yapılan ölçümlerle, doğum sırasında ve sonrasında oluşabilecek problemlere karşı önceden önlem alınması amaçlanır. Anne adayı şeker hastası olmasa bile gebelik sırasında yükselen şeker bebeğin kilolu doğmasına ve doğumun zor geçmesine sebep olabilir. Şeker yükleme testinde yüksek çıkan değerlerin düzenlenmesi için ilaç kullanmak gerekse de diyetle çözüm de mümkündür.
Annenin karnı büyüdükçe değişen denge merkezi neticesinde baş dönmeleri yaşanabilir. Bu yüzden ayağa kalkarken ani hareketlerden kaçınmak gerekir. 24 haftalık gebelikte kasık ağrısı, sıkça karşılaşılan problemlerdendir. Doktor kontrollerinde bir anormallik tespit edilmeyen durumlarda vitamin ve magnezyum takviyesi almak gerekebilir. 24 haftalık gebelikte karın ağrısının yoğun olması erken doğuma işaret edebileceğinden dikkatli olunmalıdır. 24 haftalık gebelikte mide bulantısı çok sık görülmese de doğuma kadar bulantılarının devam edebilir. 24 haftalık gebelikte en sık dile getirilen şikayetlerin arasında bel ağrısı ve vajinal akıntı gelir. Bu haftalarda kokusuz, sarımsı beyaz renkli akıntıda artış görülebilir. Bel ve kemik ağrıları vücuttaki magnezyum eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
25 haftalık bebek, artık çok daha hareketli ve ses gibi dış etkilere daha duyarlıdır. Akciğer ve beyin gibi iç organları, omurga ve sinir sistemi ve cildi hızla gelişir. 25 haftalık bebeğin kilosu net rakamlarla ifade edilecek olduğunda 750 gram civarındadır; bu dönemde bebeğin boyu ortalama 34 cm’dir.
Dış görünüşünde hala bazı eksiklerin olduğu bebeğinizde artık gözler ve burun delikleri açılmaya başlar. Derinin kalınlaşması süreci devam eder ve cilt daha dayanıklı bir hale gelir. Buruş buruş görünüm yerini düzgün bir cilde bırakmaya başlar. Hareket kabiliyetinin artması ile el ve ayak gibi uzuvların da yavaş yavaş günlük kullanımı gerçekleştirmeye doğru evrildiği görülebilir. Saçlarının da uzamaya başlaması bu dönemde olur.
Bu dönemde vücudunuzda yaşanacak değişikliklerden en önemlisi ağrıların da artmasıdır. Bacaklarda, midede ve özellikle bel kısmında hissedilecek ağrılar, bu dönemde doğaldır.
Boşaltım ve sindirim sisteminde yaşanacak bazı problemler tamamen bebeğinizin gelişmesi ve bu sistemleri sizinle birlikte kullanmasından kaynaklanır. 25 haftalık gebelikte karın ağrısı, reflü, idrar problemleri ve bacak krampları gibi sık gözlemlenecek sağlık sorunları sıktır. Ağrıların ve karnın büyümesinin arttığı bu dönemde uyku problemleriyle de karşılaşmanız mümkündür. Hormonlarınızın değişmesinin bile etkileyebileceği bu tarz sorunlar, 25 haftalık gebelikte annedeki değişiklikler açısından karşılaşacağınız en temel problemleri oluşturur. Rahat uyku pozisyonunu bulmak, kilo artışı kontrolü, düzenli beslenme ve küçük egzersizler gibi önlemler faydalı olacaktır.
Tansiyonda gözlemlenebilecek düşüş veya yükselişlerin bebeğin ve annenin sağlığına olan etkisinin nasıl olacağı bu dönemdeki önemli bir problemdir. Özellikle hamilelikte tansiyon yükselmesi, tansiyonun düşmesinden çok daha korku duyulan ve aynı zamanda gebelikte daha sık rastlanabilen bir durumdur. Kronik tansiyon rahatsızlığı gibi bir durumu olanların bu noktada yapmaları gereken ise hamilelikten önce ve hamilelik sırasında doktor takibinde olmalarıdır. Böylece gerekli tedavi ve önlemlerle hem annenin hem de bebeğin yaşayabileceği sıkıntılar önlenebilir.
26 haftalık bebek kilosu 960 gr ile 1030 gr arasında değişir. Boyu ise yaklaşık 36 cm’dir. 26 haftalık bebeğin gözleri açılmaya devam eder. Gözünün renkli kısmında pigment oluşmamış, doğal olarak bebeğin göz rengi henüz net değildir.
26 haftalık bebek hareketleri bu dönemde artış gösterir. Bebeğin görme ve işitme duyuları gelişir. Bebeğiniz parlak bir ışık gördüğünde ya da yüksek ses duyduğunda belirgin şekilde hareketlenir.
Bu dönemde ceninin belli bir şekli ve uyuma düzeni vardır. Bebeğin uykuda ya da uyanık olduğunu hareketlerinden belli olur.
Hamileliğin bu döneminde bebek anne karnında günde 20 dakika ile 2 saat arasında uyur. Uyanık kalma süreci uzun olduğundan bebeğin tekmelemeleri hissedilir.
Bebek soluk alıp verme esnasında amniyon sıvısını yutmaya devam eder. Söz konusu sıvının bebek için yeterli seviyede olması çok önemlidir.
26 haftalık bebeğin kalp atışları ilk dönemlere nazaran daha yavaştır. Bebeğin cildinde renk pigmentleri oluşmaya başlar. Saçları oluş ```html maya başlamış olsa da saç rengi henüz netleşmemiştir. Bebeğin kaşları, kirpikleri ve tırnakları gelişmeye devam eder.
26 haftalık gebelik, kilo alımının yoğun şekilde devam ettiği bir süreçtir. 26. hafta ile birlikte rahim, pubik simfizden yaklaşık olarak 26 cm ölçülür. Hamileliğin 40 hafta olduğunu düşündüğümüzde her bir hafta rahimde 1 cm büyüme olduğu görülür. 26 haftalık gebelik kilo alımı incelendiğinde bu dönemde anne adayının 7.5 ila 9.7 kg arasında artmış olması beklenir. Sağlıklı bir hamilelik dönemi için toplamda 11-14 kg arası kilo alınması gerekir.
Bebek büyüdükçe kilo da artar. Kilo artışından kaynaklı sırt, bacak ve baş ağrısı gibi problemlerle karşılaşılır. Dinlenirken anne adayının sol tarafının üstüne yatması en doğru tercihtir. Bu sayede bebek için en iyi dolaşım sağlanır. Ayrıca vücudunuzda ödem oluşumunu da engellersiniz.
Hamilelik süreci ve doğum hakkında bilgili olunmalı, gerekli araştırmalar yapılmalıdır. Doktorla gerek fiziksel durumlar, gerekse de psikolojik hususlarla ilgili sık sık iletişim kurabilirsiniz. Kilonuza dikkat ederek sağlıklı beslenme önerileri alabilirsiniz.
Hamilelikte dikkat edilmesi gereken hususların başında beslenme gelir. Bu süreçte, hem anne hem de bebek için sağlıklı bir beslenme programı uygulanmalıdır. Omega-3 alınması farklı nitelikte hipertansiyon sorunlarını azaltabilir.
Gebelikte yaygın olarak rastlanan problemlerden biri de diyabettir. Diyabet, beslenme bozukluğuna bağlı bir metabolizma problemidir. Özellikle hamileliğin ikinci yarısında salgılanan hormonların etkisi ile insülin hormonuna karşı duyarlılık azalır. Bu durum ise diyabete yol açar. Söz konusu rahatsızlığa her bünyenin vereceği cevap farklıdır. Hamileliğin 24-28. haftalarını yaşayan tüm anne adayları diyabet taraması yaptırmalıdır. Diyabet sorununun erkenden tespit edilmesi son derece önemlidir.
Gebelikte diyabet oluşumu, doğum anında bir kısım anormalliklere sebep olabilir. Diyabetik gebeliklerde; ani düşükler, idrar yolu ve vajinal enfeksiyon durumları, iri bebek, sezaryen ihtimalinin artması, amniyon sıvısındaki aşırı artış, bebekte gelişme geriliği, bebekte sarılık görülme ihtimali yüksektir.
Gebelik diyabeti her şeyden önce tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Bu durumda anne adayı bir diyet programına tabi tutulmalıdır. Diyetin % 50-55’i karbonhidrat, %30’u yağ ve % 20’si proteinden oluşur. İşe diyetle başlanmasında amaç, aşırı kilo alımının önüne geçmek ve insüline karşı oluşan doku direncini kırmaktır.
Ağır olmamak şartıyla egzersiz ve yürüyüşler vücuttaki glukoz düzeyinde önemli anlamda düşüş meydana getirir. Diyet ve egzersiz ile kan şekeri kontrol altına alınamıyorsa vakit kaybetmeksizin insülin tedavisine başlanmalıdır. Diyet ve egzersiz sonrasında açlık kan şekeri 105 mg/dl, tokluk kan şekeri ise 120 mg/dl’nin altında tutulamazsa süratle insülin takviyesi gerekir. İnsülin, büyük moleküler ağırlığa sahiptir. Bu sebeple plasenta bariyerini geçmesi imkansızdır. Doğal olarak insülin takviyesi bebeği etkilemez.
Hamilelikte diyabet problemi ile karşılaşan anne adayları doğumdan sonraki 6-8 haftada 75 gr glukoz taraması ile değerlendirilir. Söz konusu test sonrasında açlık kan şekerinin yanında obezite durumuna göre diyet programı yapılmalıdır.
Bebeğinizin bu dönemde sinir uçları ile beyin dokusu arasındaki bağlar arttığı için duyuları da gelişmeye başlar. Özellikle 27 haftalık gebelikte bebek hareketleri incelendiğinde artık gözlerini kırpmaya başladığı ve ışığa karşı daha duyarlı hale geldiği görülür. Hatta karın duvarından parlak bir ışık gelirse, gözlerini kısma hareketi yapabilir. Beyin dokuları ve akciğerleri hızla gelişmeye devam eden bebeğinizin, dış ortamdan gelen seslere verdiği tepki de iyice artmıştır. Özellikle annesinin ve babasının seslerini tanımaya başlar. Dış ortamdan ani gelen bir sesle irkilebilir.
Anne karnında 27. hafta içinde bebeğin başı ve beyni büyüdüğü için sinir hücrelerine iletilen sinyaller de artar ve bebek daha bilinçli hareket etmeye başlar. 27 haftalık gebelik bebek gelişimi hakkında yapılan araştırmalar, bebeklerin ilkel bir hafızaya sahip olduğunu ortaya koyar. Bu bağlamda bebekler duydukları dil ile farklı bir dili ayırt edebilir ve hatta sürekli dinlediği şarkıları hafızasında depolayabilir. Bu nedenle bebeğinizle sürekli konuşmak, sevdiğiniz müzikleri dinletmek veya kitap okumak bu dönemde keyif verici bir aktivite olabilir.
27 haftalık bebek gelişimi değerlendirildiğinde bebeğinizin ortalama 38 cm uzunluğa ve 1100 gr ağırlığa ulaştığı söylenebilir.
27 haftalık renkli ultrason görüntüleri bu haftada bebek hakkında oldukça kıymetli bilgiler verir. Özellikle 27 haftalık bebek görüntüsü dört boyutlu ultrasonografi ile incelendiğinde bebeğin birçok mimik hareketi yaptığı bariz şekilde görülür. Bu bağlamda ultrason ortamında görülen mimikler tesadüf olabileceği gibi gerçekten gülme veya ağlama mimiği yaptığını görebilirsiniz.
Bebeklerin bu haftada göz açıp kapama refleksine başladığı bilindiğinden, ultrason incelemesinde göz hareketleri olabilir. 27 haftalık gebelik ultrason görüntüleri esnasında ayrıca bebeğinizin parmaklarını emdiğini veya direkt gözleri kapalı şekilde uyuduğu görülebilir.
27 haftalık bebek ultrason görüntüsü sırasında orantılı bir vücuda sahip şekilde görülse de halen cılız olabilir. Ayrıca bu hafta içerisinde düzenli şekilde amniyon sıvısı yutarak ilkel soluk alıp verme hareketleri gerçekleştiren bebeğinizin bu türdeki hareketleri hıçkırık olarak hissedilebilir.
Gebeliğin artırdığı yük ve gebelik hormonları, oksijen isteği artan bebeğinizin bu ihtiyacını karşılamak için nefes alma sayınızı artırır. Bazı anlarda nefes darlığı ya da nefes alamama gibi sorunlar yaşıyorsanız, mutlaka doktorunuza muayene olmayı ihmal etmemelisiniz. Ayrıca bebek, giderek büyüyen rahim içerisinde mesaneye baskı uygulayabilir. Bu nedenle 27 haftalık gebelikte karın ağrısı ile gülme, öksürme ve hapşırma sırasında idrar kaçırma olabilir.
27 haftalık gebelikte kilo alımı da hızlanabilir. 27 haftalık gebelikte mide bulantısı da ortadan kalktığı için eskiden yiyemediğiniz gıdalar rahatlıkla tüketilir. Gerekli vitamin ve mineralleri almanız son derece önemli olsa da aşırıya kaçmamak, kilo kontrolü konusunda yardımcı olacaktır. Gerekirse gebelik konusunda uzman bir diyetisyen takibi önerilebilir.
Gebelikte mide yanması, ilerleyen haftalarda pek çok anne adayının yaşadığı sorunlardan biridir. Genellikle vücuttaki hormonal ve fiziksel değişimlerden kaynaklanan mide yanması zararsız olsa da bazı anlarda rahatsız edici olabilir. Hamilelikte mide yanması, plasentanın progesteron hormonu üretmesine de bağlı olabilir. Gebelik hormonu adıyla bilinen bu hormon, yemek borusunun mide ile birleşim bölgesindeki valfte gevşemeye neden olur. Bunun sonucunda gastrik asitler yemek borusuna geri kaçar ve mide yanması meydana gelir.
Özellikle beslenme tarzının değiştirilmesi, hamilelikte aşırı mide yanması durumunu hafifletebilir. Aşırı yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmak, kahve, çikolata, narenciye ürünleri tüketmemek, mide asitliliğini yatıştıran en temel çözümlerdir. Diğer yandan gazlı ve karbonatlı içecekler de asidik formda olduğundan tüketilmemesi gerekir. Hamilelikte son ayda mide yanması en yüksek seviyeye ulaşır. Bu zamanlarda bir bardak soğuk süt ya da ayran, mide yanmasına iyi gelebilir. Ayrıca yemekten hemen sonra uzanmamaya ve uykudan en az 3 saat önce akşam yemeğini bitirmeye özen göstermelisiniz. Aksi halde mide asitleri, yer çekimi etkisiyle yemek borunuza kaçarak mide yanmasına neden olabilir.
28 haftalık gebelik; üçüncü trimestera, yani son üç aylık döneme artık girildiği dönemdir. Gebeliğin 28. haftası ayrıca rahim büyüklüğünün kaburga seviyesine ulaştığı dönemdir. Bu dönemde vücuttaki ödem miktarı artabilir, sık sık ayak ve bacaklarda şişme oluşabilir. 28 haftalık bebeğin kilosu ortalama 1000 - 1100 gramdır. Boyu ise başın tepesinden ayak ucuna kadar 39 cm olarak ölçülür.
Bu hafta içerisinde 28 haftalık bebek gelişimi hızla devam eder. Özellikle bu zamana kadar gelişen bebeğin beyin yüzeyi düz iken, bu haftadan sonra beyin dokusu artmaya ve yüzeyinde ise karakteristik çukur ve oluklar oluşmaya başlar. 27. haftada göz kırpma hareketlerine başlayan bebeğinizin, bu hafta itibariyle göz kırpma hareketleri konusunda ustalaşır. Hatta kirpikleri ve kaşları da oluşmuştur.
28 haftalık gebelik bebek hareketlerinin yoğunlaştığı haftalardır. Bilhassa oturma ya da uzama pozisyonlarında, bebeğin hareketleri çok daha fazla şekilde hissedilir. Ancak bebeğinizi hissetmediğiniz anlarda endişe etmenize gerek yoktur. Çünkü bu süreçte bebeklerde 25-30 dakikalık uyku döngüsü düzenli hale gelebilir.
28 haftalık bebek ultrason görüntüleri esnasında, cilt tabakası altındaki yağ oranı arttığı için bebeğinizi artık cılız şekilde görmezsiniz. Vücudu gayet orantılı şekilde duran bebeğinizin baş kısmı artık doğum kanalına girmek için aşağı doğru pozisyon almaya hazırdır. 28 haftalık bebeğin ultrason görüntüleri sırasında, göbek kordonu boynuna dolanmış şekilde görülebilir. Bu durum son derece normaldir. Rahim içerisinde hareket eden bebeğin göbek kordonunun koluna, bacaklarına veya boynuna dolanması normaldir.
28 haftalık gebelikte kasık ağrısı, nefes almada zorluk, mide yanması/ekşimesi ve hemoroid gibi problemler artmış olabilir. 28 haftalık gebelikte karın ağrısı da sıkça görülür. Bunun nedeni, rahmin göğüs boşluğu ile göbek deliği arasında genişlemiş olmasıdır. Hatta rahim, zamanla göğüs kafesi ile kasık kemiği arasındaki tüm alanı kaplar hale geldiğinde ağrıların şiddeti artabilir. Eğer bu ağrılar dayanılmaz hale gelirse, mutlaka doktorunuzu bilgilendirmeniz gerekir.
Anne adayında karşılaşılan 28 haftalık gebelikte kahverengi akıntı az miktarda olduğunda normal olarak kabul edilse de rengi ve miktarı değişirse plasenta ile ilgili bir sorunun olduğunu gösterebilir. Plasenta, rahmin iç duvarında yapışık haldedir ve normal şartlarda doğumdan sonra ayrılır. Ancak plasentanın rahim ağzını tıkadığı durumda yani "plasenta previya" halinde ağrısız vajinal kanama meydana gelebilir. Sıklıkla 3. trimesterin başında ortaya çıkan bu durum kendini koyu kırmızı kanla gösterir. Eğer bu şekilde bir kanla karşılaşırsanız ve özellikle kanamaya eşlik eden ağrı varsa, derhal doktor unuza haber vermeniz gerekir.
28 haftalık gebelikte mide bulantısı pek çok anne adayı için son bulmuştur. Ancak bu sorun, her kadında aynı şekilde olmayabilir. Eğer bu haftada dahi mide bulantılarınız devam ederse, erken saatlerde kahvaltı yapmaya ve bol su içmeye özen göstermeniz gerekir. Bunun yanı sıra 28. haftalık gebelikte mide yanması da anne adayında devam eden sorunlardan biridir. Büyüyen rahmin, bağırsaklara ve mideye baskı yapması sonucu ortaya çıkan bu duruma kabızlık da eşlik edebilir.
"Gebelik zehirlenmesi" olarak bilinen preeklampsi, rahim yatağında bulunan arter damarlarının aşırı şekilde daralması nedeniyle oluşan plasentanın bebeği besleyememesi durumudur. Gebelikte preeklampsi oluşması, anne - bebek ölümü gibi çok ciddi sorunlara neden olabilir. Gerçek zehirlenme ile hiçbir ilgisi olmayan preeklampsi belirtileri; yüksek tansiyon, el ve ayaklarda oluşan şişlik ve idrarda görülen aşırı protein miktarı şeklinde kendini gösterir.
Hamilelikte preeklampsi önleme yöntemleri halen çok belirgin değildir. Yine de yaşam tarzında değişiklik, doğum öncesi sık gözetim ya da beslenme takviyeleri gibi yöntemlerden söz edilebilir. Halihazırda preeklampsi tedavisi konusundaki çalışmalar da birincil müdahalelere dayanır. Bunlar; düzenli egzersiz, tüketilen tuz miktarını azaltmak, yatak istirahati, C ve E vitamini takviyeleri ve antioksidan gıdalar şeklindedir. Eğer preeklampsi risk faktörleri yüksek seviyede seyrediyorsa, doktor gözetiminde kalsiyum takviyesi, progesteron, diüretikler ile aspirin gibi ilaçlarla ikincil koruma sağlanabilir.
İlk gebeliğinde preeklampsi yaşamış anneler, ikinci gebelikte preeklampsi riski konusunda da endişeli olabilir. Gebelik sürecinde preeklampsi yaşayan bir kadının sonraki gebeliklerinde bu durumu yeniden yaşama riski, yaklaşık olarak yüzde 10 civarındadır. Şiddetli preeklampsi yaşamış kadınlarda ise bu risk, ortalama yüzde 20 kadardır. Bu nedenle anne adayı, preeklampsinin tekrarlanmaması için kilo vermeli, stresten uzak durmalı, düzenli uyumalı ve beslenme düzenine önem vermelidir. Özellikle anne adayının gebeliği süresince düzenli tansiyon takibini ve kan tahlillerini yaptırması son derece önemlidir.
Gebeliğin 29. haftasında, anne adayında bariz bir ağırlaşma hissi oluşur. Bebek büyüdükçe, annenin vücudu da genişleyerek, bebek için yeterli alanı açmaya devam eder. Yorgunluk, halsizlik, dengesizlik durumları yaşanırken yaklaşan doğum, doğal olarak panik duygusuna sebep olabilir.
29 hafta gebelik döneminde doktor sakıncalı bir durum görmediği sürece cinsellik yaşanabilir. İkiz gebelik yaşayan anne adayının, diğer hamileliklere göre zorluklar yaşaması normaldir. İkiz gebeliklerinin, tek bebek taşınan hamileliklere göre daha kısa sürdüğü bilinir. Bu haftalarda doğan ikiz bebeklerin, günümüzde yaşama şansları oldukça yüksektir. Oluşabilecek erken doğum risklerine karşı, yoğun tempo ve stresten uzak bir ikiz gebelik geçirilmelidir.
29 haftalık gebelikte bebek hareketleri hissedilebilir, ritmik hareketlerdir. Annenin yediklerinin tadını da alabilen bebeğin duyuları gelişmeye başlar. Dış sesleri algılayabilen bebek, yüksek seslerden irkilebilir. 29 haftalık bebek gelişimi için, annenin konuşması önemlidir. Bebek, onunla konuşan annesinin sesini tanır. Sağlıklı bir gelişim için iletişimin önemi anne karnında başlar.
29 haftalık bebek kilosu, ortalama olarak 1300 ile 1400 gram arasındadır. 29 haft ```html
alık gebelikte bebek hareketleri için belirgin farkların hissedildiği haftalardan biridir. Bebeği bu dönemde hıçkırık tuttuğu için ani hareketler hissedilebilir. Önceki haftalarda, bebeğin başı vücuduna göre büyükken, bu haftadan itibaren vücudu ile orantılı hale gelmeye başlar. Akciğerlerin gelişimi devam ederken, yaşanabilecek bir erken doğum durumunda, bebeğin rahat nefes alabilme olanağı artar.
Kemik gelişimi hızlanan bebek, sertleşen kemikleri sayesinde artık daha net görünmeye başlar. 29 haftalık bebek görüntüsü, her bebek için aynı değildir. 29 haftalık ultrason görüntüleri incelendiğinde bebeğin gelişimi ve yüz yapısı hakkında net bilgiler elde edilir. Anne karnındaki sıvı içinde yaşamını sürdüren bebeğin boyu, ultrason üzerinden hesaplanabilir. 29. haftasında olan bebek, yaklaşık olarak 40-41 cm boyundadır.
Gebeliğin 29. haftasında rahim büyümeye devam ederken, karın boşluğunu doldurur. Bebekte gelişmeler yaşanırken, anne adayında da bazı değişimler gözlenir. Doğumdan sonra saç dökülmelerinden şikayet edecek olan annenin bu haftalarda saçlarının gürleştiği görülür. Göğüslerdeki dolgunluk hissi devam ederken, göğüs uçlarından ara sıra süt akabilir. 29 haftalık gebelikte kasık ağrısı hafif olarak görülebilir. Ağrıların şiddetlenerek tekrar etmesi durumunda ise bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Anne adayının karnı büyüdükçe öne doğru eğileceği için, 29 haftalık gebelikte bel ağrısının yaşanması olağandır. Vücuttaki ağırlık merkezi öne doğru çekilirken, bele verilen yük ağrılara neden olur. Büyüyen rahim, idrar torbasına baskı yaptıkça tuvalete gitme ihtiyacı artar. Gebelikte idrar kaçırma sorunlarının temel nedeni, idrar torbasına yapılan baskının artmasıdır. 29 haftalık gebelikte mide bulantısı, nadir de olsa yaşanabilir. Midedeki yanma hissi ise, her hamilede görülmese de sık rastlanılan bir problemdir. Uzun süre ayakta kalmak yorucu olurken, ellerde ve ayakta şişkinlikler görülebilir.
Bu arada, iki canlı olunduğu düşünülerek artırılan porsiyonların kilo ve yorgunluk olarak geri döneceği unutulmamalıdır. Bu dönemde alınan kiloların fazla olması, doğum sırasında ve sonrasında çeşitli zorluklara neden olabilir. Anne adayı, sağlıklı ve dengeli beslenerek vitamin ağırlıklı beslenmelidir.
Hamile yogası, anne adayının doğuma stressiz ve rahat bir şekilde hazırlanmasını sağlayan etkinlikler bütünüdür. Doktorun sakınca görmediği durumlarda, hamile yogasına 16. haftadan itibaren başlanabilir. "Hamile yogası ne zaman başlanır?" sorusu dışında yoga egzersizlerinin haftada kaç defa yapılması gerektiği de sıklıkla sorulmaktadır. Bu özel ve hassas egzersizlerin haftada en az 2 veya 3 kez yapılabileceğini söylemek bu noktada doğru olacaktır.
Duvarda yarım ay duruşu, bacakları duvara dayayarak gevşeme, tanrıça pozu ya da cenin pozisyonu, hamileler için en etkili nefes egzersizleri arasında kabul edilir. Evde hamile yogası yapılabilse de hamilelik yogasının bir uzman kontrolünde gerçekleşmesi çok daha faydalı olacaktır. Nefes alış verişlerinin doğuma hazırlayıcı bir etkisi bulunur. Doğum sırasında yaşanacak olan sancılar için birer ön hazırlık olan egzersizlerle, anne adayı stres yaşamaksızın bedenini eğitir ve doğuma tam anlamıyla hazır hale gelir.
30. hafta içinde bebeğin ortalama kilosu 1400 gram, boyu ise 40-41 cm civarına ulaşacaktır. Bu haftada, bebeğinizin boy ve kilosunun hızla gelişmeye devam etmesinin yanında iç organlarının da aynı hızla büyümeye devam ettiği görülür.
Bebeğin beyni, 30. haftada kıvrımlı şeklini oluşturmaya devam etmektedir. Sadece şekli değil beyin fonksiyonları da gelişmeye devam ettiği için, bebeğinizin birçok yeni bedensel ve organ işlevine sahip olduğu görülür. Özellikle vücut ısısının kontrol edilmeye başlaması ile bebekte yaşanan en büyük gelişme, vücudundaki kılların dökülmeye başlamasıdır. Beyin gelişimi devam ettiği için kafa yapısı da buna uyum sağlayacak şekilde genişlemeye devam eder. Bu dönemde fiziksel olarak karşılaşılan bir diğer gelişme de bebeğinizin el ve ayak tırnaklarının uzamaya başlamasıdır.
Vücut ve beyin fonksiyonları bakımından yenidoğan haline doğru son hız evrilen 30 haftalık bebek, artık çok daha düzenli bir gelişim ve yaşam döngüsüne girmiştir. Nefes alıştırmaları ve uyku süresi gibi tekrarlı gerçekleştirilen davranışlar, bu dönemdeki bebeğinizde de düzenlenmeye başlamıştır. Bebeğin günlük uyku düzeni yerleşir. Ayrıca, nefes alış verişlerinin alıştırmaları ve hareketleri de ritmik, düzenli ve dışarıdan fark edilecek derecede belirgin olmaktadır. Vücuttaki kas ve kilo oranı da arttığı için bebeğinizin hareketleri güçlüdür.
Bebeğin kilosu arttıkça, taşıdığınız yük de artacağı için, bu dönemde gittikçe sıklaşan bacak, baş ve karın ağrıları ile kramplar rahatsız edici olabilir. Fiziksel olarak aynı zamanda midede yanma hissi ve hemoroid gibi bu dönemde görülmesi oldukça normal olan rahatsızlıklar da yaşanabilir. Psikolojik olarak da değişimler yaşanabilir.
Bu dönemde unutkanlık veya dalgınlık, doğum korkusu çoğalabilir ve kabusların sıklığı artabilir. Hem psikolojik nedenler hem de fiziksel ağrılardan dolayı uykusuzluğun sık rastlandığı bir döneme de girilebilir. Bu nedenlerle vücudunuzun sağlığını koruyarak hem kendinizi hem bebeğinizi hem de psikolojinizi korumaya yardımcı olabilir; çok daha dinç ve bilinçli bir şekilde bu normal süreci atlatabilirsiniz. Ağrıları azaltıp dindirecek egzersizler, sağlıklı ve düzenli bir beslenme ve sevdiğiniz hobilerle uğraşıp pozitif düşüncelere sahip olarak bu dönemi rahatça geçirebilirsiniz.
Hamilelikte karın ağrısı, gebelik sürecinde en çok rastlanılan ve şikayet edilen problemlerin başında yer alır. Fiziksel değişimlerin yanında hormonal açıdan da büyük bir değişim yaşayan anne bedeninde, rutin karın ağrıları kendini gösterebilir. Özellikle bebeğin büyümesi ve rahmin genişlemesi ile beraber iç organlara yapılan baskı arttığı için bu dönemde yoğunlaşacaktır.
Bebeğin gelişiminin en hızlı olduğu ve kilosunun arttığı bu dönemde, sıklaşan ağrılar nedeniyle anne adayları son derece zor durumlar yaşayabilmektedir. Dinlenmek ve doğru hareketlerde bulunmak, bu ağrıların geçirilmesinde etkisi oldukça yüksek olan iki unsurdur. Bol bol dinlendiğiniz, sert ve ani hareketlerden kaçındığınız, eğilirken ve hatta yürürken vücudunuzun şek line dikkat ettiğinizde karın ağrılarınız azalacaktır.
Gebeliğin 31. haftası, anne adaylarının en fazla rüya gördüğü dönem olarak bilinir. Bu haftada vücudunuzdaki değişken gebelik hormonları nedeniyle daha gözlerinizi kapatır kapatmaz garip rüyalar görebilirsiniz.
31 haftalık gebelik sırasında genetik özelliklere göre değişmekle birlikte karın çatlakları da oluşabilir. Bunu önlemek için karnınızı sürekli olarak nemlendirmeniz gerekir. Benzer şekilde gebelik kaşıntılarınız da başlayabilir. Özellikle karnın ve göğüslerin alt kısmında kırmızı veya pembe çatlaklar halinde kaşıntılar görülebilir. Hafif kaşıntıların olması oldukça normaldir; ancak şiddetli hale geldiğinde doktorunuzdan uygun bir kaşıntı kremi tavsiyesi alabilirsiniz.
31 hafta gebelik döneminde kendinizi yormamanız ve uzun süre ayakta kalmamanız gerekir. Eğer uzun süre ayakta kalırsanız, ayaklarınızda ödem oluşabilir ve şişlikler rahatsız edici olabilir.
31 haftalık bebeğin kilosu ortalama 1500 gram ve boyu da 43 cm'dir. Diğer haftalarda da kilo almaya devam edecek olan bebeğiniz, yavaş yavaş doğum kilosuna yaklaşır.
31 haftada bebek hareketleri olağandan daha fazla hissedilmeye başlar. Çünkü bebeğin beyin dalgalarının gelişimi iyice artmıştır ve dışarıdaki ses ve ışığa tepki verebilir. Hatta karanlık bir ortamdayken birden ışık açıldığında irkilerek tepki verebilir, bu da hareketlerine yansıyabilir. Gün içinde bebeğinizin hiç hareket etmediğini hissedebilirsiniz. Bu gibi zamanlar, bebeğin uyku zamanlarıdır. Bebeğin gün içinde hangi zamanlarda uyuduğunu ya da uyanık kaldığını anlayabilirsiniz.
31 haftalık gebelik, bebek gelişimi açısından üreme sisteminin de geliştiği haftadır. Eğer bebeğiniz kız ise iç genital organ son şeklini almaya başlamış ve klitoris ise iyice belirgin hale gelmiştir. Buna karşın bebeğiniz erkek ise testisleri, böbreklerinin yanlarındaki yerinden ayrılır.
Öte taraftan 31 haftalık bebeğinizin beyni, bu dönemde hızlı bir büyüme ve gelişme dönemine girer. Dolayısıyla yüz milyarlarca sinir hücresi üretmeye başlar. Yine bu haftada kemikleri sertleşmeye başladığından, kalsiyum ihtiyacı her zamankinden daha fazla olabilir. Bu nedenle beslenmenize dikkat etmeniz ve kalsiyum açısından zengin besinler tüketmeniz önerilir.
30. ve 32. haftalar bebeğin en hareketli olduğu zamanlardır. Bebek hareketleri sonraki haftalarda azalmaya başlayacaktır.
31 haftalık bebek görüntüsü sırasında bebeğiniz tekme atarken, esnerken, hıçkırırken ve hatta sıklıkla parmağını emerken de görmeniz mümkündür.
Rahmin tepe noktasında pubik simfiz arasındaki toplam uzunluk ortalama 31 cm'dir. Bununla bağlı olarak, 31 haftalık gebelikte bebek hareketlerinin azalması normaldir. Doğum yaklaştıkça daha az bebek hareketleri görülebilir. Eğer bebeğinizin hareketlerini daha sağlıklı takip etmek isterseniz, her gün aynı zaman aralıklarında uzanın ve tekme, yumruk veya kıpırtı gibi hareketleri hissetmeye çalışın. Eğer hissedemezseniz bebeğiniz uyuyor olabileceği için daha sonra tatlı bir şeyler yiyerek hareket takibi yapabilirsiniz.
31 haftalık gebelikte kasık ağrısı veya vajinada ağrı yaşamanız normaldir. Doğuma giderek yaklaşan rahim kasları giderek gergin bir hale gelir. Çoğunlukla kasılmalar düzensizdir ve şiddetli ağrıya neden olmaz. Ancak 31 haftalık gebelikte erken doğum belirtileri arasında sayılan düzenli kasılmalar yaşanırsa, mutlaka kasılma aralıkları kaydedilmelidir. Eğer kasılma aralıkları sık ve düzenliyse, mutlak suretle doktorunuza bilgi vermeniz gerekir.
32. hafta gebelik, artık bebeğin tüm organlarının geliştiği haftadır. Diğer bir deyişle, var olan organlar daha da gelişmiş formuna ulaşmaya devam eder. Örneğin, gebeliğin 32. haftası bebeğin sinirsel ve beyinsel yapılarının yüksek oranda gelişmeye devam ettiği haftalardan biridir. Bu nedenle ceviz, balık, yoğurt, süt, yeşil yapraklı bitkiler ile peynir gibi gıdaların tüketimine özen gösterilmelidir.
Gebelikte 32. hafta aynı zamanda çalışan anne adayları için doğum izninin başladığı haftadır. Dolayısıyla bu haftadan sonra artık yasal izne çıkabilirsiniz. Ancak isterseniz doktor onayı ile 37. haftaya kadar da çalışmaya devam edebilirsiniz. Eğer 37. haftaya kadar çalışırsanız, kullanmadığınız haftaları doğumdan sonra izin olarak hak edebilirsiniz.
Gebelik boyunca duyu organları gelişen bebeğinizin bu hafta içerisinde duyma yetisi en üst düzeydedir. 32 haftalık bebek dışarıdan gelen sesleri net olarak ayırt etmeye başlar. Özellikle annesinin ve babasının sesini diğer seslerden ayırt edebilir. Hatta hareketlendiği zamanlarda onunla konuşursanız, bebeğinizin sakinleştiğini ve hareket hızının yavaşladığını görebilirsiniz.
Bu dönemde akciğer hariç tüm organların geliştiği görülür. Yani bu haftada bebeğiniz doğarsa büyük olasılıkla hayatta kalacaktır. Ancak akciğer tam olarak gelişimini tamamlamadığı için 36. haftaya kadar solunum desteği alması gerekebilir.
Anne karnında 32 haftalık bebek hareketleri azaldığı zamanlarda bebeğin uyuduğunu anlayabilirsiniz. Hatta bu dönemde REM uykusu sıklaştığı için bebeğiniz rüya bile görmeye başlayacaktır. 32 haftalık gebelikte bebek kilosu ve boyu anne adaylarının en çok merak ettikleri arasındadır. Bu hafta içerisinde 32 haftalık bebek kilosu ortalama 1750 gram iken, boyu ise yaklaşık 42 cm uzunluğundadır. Benzer şekilde anne adayının 32 haftalık gebelik kilosu da bu haftadan itibaren artmaya başlar. 32. haftadan itibaren her hafta kilonuzda yarım kilo artış olabilir. Son derece normal olan bu kilo artışının halihazırda yarısı bebeğe eklenir.
32 haftalık gebelikte annenin karın ve göğüslerin giderek büyümesi belirginleşir. Bu haftadan sonra yürüyüşte zorlanma veya kambur yürüme görülebilir. Bebeğin giderek ağırlaşması nedeniyle büyüyen rahim, vücudunuzdaki diğer organlara baskı yapabilir. Pubik simfizden rahmin tepe noktasına kadar ölçülen karın ölçüsü ortalama 32 cm kadardır. Bu durum özellikle kaburgalarınızı esnettiği için nefes darlığı yaşayabilirsiniz. Yine büyüyen rahim mideye de baskı yaptığından, 32 haftalık gebelikte mide bulantısı veya reflü gibi şikayetler olagandır. 32 haftalık gebelikte kasık ağrısı yaşayan pek çok anne adayı mevcuttur. Rahim doğum öncesi kasılma egzersizleri yaptığından, özellikle "Braxton Hicks" kasılmaları yaşayabilirsiniz. Ancak 32 haftalık gebelikte kasılmalar normal doğum kasılmaları gibi düzenli ve sık değildir.
32 haftalık gebelikte kahverengi akıntı da en sık görülen durumlardan biridir. Genellikle büyüyen bebeğin yaptığı baskı ile damarlarda çatlama ve plasenta yerleşimi nedeniyle oluşan akıntı normal bir durum olsa da miktarında ve renginde artış durumunda mutlaka doktora görünmeyi gerektirir.
Hamilelikte ishal sık karşılaşılan durumlardan biridir. Hatta ishal ile birlikte karın ağrısının da eşlik ettiği görülür. Hamilelikte karın ağrısı ve ishal genellikle değişen gebelik hormonları nedeniyle oluşur. Sindirim sürecini yavaşlatan hormonlar, bağırsak hareketlerini de etkilediğinden ishale ve bazı durumlarda da kabızlığa neden olabilir.
Hamilelikte ishal olmak, özellikle son haftalarda yaygın şekilde görülen bir durumdur. Vücudun kendisini doğum için hazırladığı bu haftalarda doğum öncesi alınan vitaminlerin de etkisi olduğu söylenebilir. Genellikle kısa süreli olan ve kendiliğinden geçen ishalin varlığı olağan karşılanmalıdır. Ancak vücudu susuz bırakacağı için ishalin iki günden fazla sürmesi durumunda hemen doktora başvurulması gerekir.
Tedavi için uygun yaklaşım ise lif oranı düşük gıdaları tüketmektir. Böylece ishal başladığı anda; elma, pirinç, muz ya da kızarmış ekmek tüketilebilir. Özellikle susuz kalma ihtimaliniz olduğu için bolca su tüketmeli ve öte yandan da meyve suyu, et suyu, kafeinsiz içecekler ile su alımını desteklemeniz gerekir.
"Hamilelikte ishal genel olarak bebeğe zarar vermez. Ancak uzun süreli ishal varlığında anne ciddi sıvı kaybı (dehidrasyon) riski ile karşı karşıya kalırsa, bebek de bu durumdan etkilenebilir. Bu nedenle kısa sürede geçmeyen ishal durumlarında kaybedilen elektrolit ve sıvının yerine konması gerekir.
Hamilelikte 33. hafta anne adayının iyice ağırlaştığı dönemdir. Bu nedenle ani hareketlerden kaçınılması ve yorulmaktan uzak durulması gerekir. 33. gebelik haftası aynı zamanda kısa süreli kasılmaların ve sancıların da yaşanmaya başladığı hafta olabilir. Doğuma hazırlık sancıları olan bu kasılmalar, anne adaylarını heyecanlandırmaya başlasa da sık aralıklarla gerçekleşmediği sürece endişeye kapılmaya gerek yoktur.
33 haftalık gebelikte bebek hareketleri önceki haftalara nazaran sanki daha azmış gibi hissedilebilir. Çünkü amniyon sıvısı zirve yapmış olmasına rağmen sabit miktardadır ve bebeğiniz iyice büyüdüğünden rahim içine yerleşmiştir. Ancak sıvı alacak alana yer kalmadığından 33 haftalık bebek hareketleri rahatsız edebilir.
Hamilelikte 33. hafta bebek gelişimi bakımından derin uyku dönemindedir. Bu haftadan sonra bebek tıpkı bir yenidoğan gibi günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirecektir. Hatta yetişkinler gibi derin uyku olan REM uykusuna dalabilir ve bu bağlamda hızlı göz hareketleri görülebilir.
Bebekler bu haftada ortalama 1950 gram ağırlığında ve 45 cm uzunluğunda olurlar. Ancak 33 haftalık gebelik bebek kilosu bakımından farklılıklar gösterebilir.
Bu haftadan sonra bebeğin hareketleri, gelişimi, pozisyonu, plasentanın durumunu yakından takip etmek doktor muayeneleri sıklaşır.
Anne karnında 33 haftalık bebek görüntüleri karşılaştırıldığında bazı bebeklerin sefalik pozisyon, yani baş aşağı pozisyona döndüğü de görülebilir. Ancak sizin bebeğiniz henüz dönmemişse endişelenmenize gerek yoktur. Büyük olasılıkla 38. haftaya kadar doğum pozisyonunu almış olacaktır.
33. haftadan itibaren gebelik boyunca olduğundan çok daha hızlı kilo aldığınızı fark edebilirsiniz. Gebelik başından itibaren ortalama 9 ila 13 kg almış olmanız normal olmakla birlikte aldığınız kiloların çoğunun bebeğinize gittiğini unutmayın.
Hızlı büyüyen bebeğiniz iç organlarınıza baskı yaptığından, 33 haftalık gebelikte mide bulantısı yaşamanız son derece normal kabul edilir. Bazı anne adayları mide bulantısına ek olarak mide yanması ve reflü gibi şikayetler de yaşayabilir. Bunun için üç temel öğün yerine gün içinde küçük ama daha sık öğünler tüketebilirsiniz.
Özellikle yalancı kasılmalar olarak bilinen doğuma hazırlık kasılmalarının görülmesi çok muhtemeldir. Eğer 33 haftalık gebelikte sancı hissederseniz, bunun Braxton Hicks kasılmaları olduğunu bilerek pozisyon değiştirebilir ve bolca su içebilirsiniz.
33 haftalık gebelikte dikkat edilmesi gerekenler arasında erken doğum ihtimalini gösteren bulgulara özellikle dikkat edilmelidir. Bebeğinizin gelişimi büyük oranda tamamlanmış olsa da henüz yardımsız nefes almasına 3-4 hafta daha vardır. Bu nedenle 33 haftalık gebelikte erken doğum belirtileri takip edilmelidir. Bunlar regl ağrısına benzeyen kasık ağrısı, sırt bölgesinde baskı ve ağrı, jelatin şeklinde kahverengi akıntı, suyun gelmesi ve kanamadır. Özellikle 33 haftalık gebelikte kasık ağrısı düzenli ve sık olursa, mutlaka doktorunuza haber vermeniz gerekir.
Gebeliğin 34. haftası aynı zamanda anne adaylarının doğumla ilgili endişelerinin ve sorularının yoğunlaşmaya başladığı dönem olarak bilinir. Bu konuda merak ettiğiniz her şeyi doktorunuza sorabilirsiniz.
34 hafta gebelik sürecini tamamlamış bir anne adayının doğum için ortalama 6 haftası kalmıştır. Hamilelikte 34. hafta, doğum tercihinin de yapılması gereken dönemdir. Elbette doğum planınızı her şeyin normal gittiğini varsayarak doktorunuz planlayacaktır. Ancak doğum sırasında planlandığı gibi gitmeyen durumlar için farklı tercihler belirlemek, şartların değiştiği anda farklı alternatiflere sahip olmanız anlamına gelir. Bu da size ayrı bir rahatlık sunacaktır.
Bu hafta içerisinde oluşan en ilginç olaylardan biri de bebeğinizin sizin yaşadığınız her şeyi hissediyor olmasıdır. Dolayısıyla yediğiniz bir yiyeceğin tadı, içtiğiniz içeceklerin aroması, dış ortamdan gelen sesler ve hatta sizin duygu durumunuz bile bebeğiniz tarafından hissedilir.
Hamilelikte 34 hafta bebek gelişimi bakımından sona yaklaşıldığını, akciğerlerinin artık gelişimini tamamlanmaya yakın olduğunu gösterir. Bu süreçte bebeğinizin akciğerlerinde "surfaktan" adlı bir madde oluşmaya başlar. Hava almayı sağlayan alveollerin içindeki hava boşaldıktan sonra akciğer duvarlarının yapışmasını önleyen bir madde olan surfaktan, erken doğumlarda solunum riskini azaltır.
Gebeliğinde 34 haftayı bitiren anne adayları bu haftada kilo alımına devam eden bebeğinin boy ve kilo miktarını da merak eder. 34 haftalık bebek gelişimi değerlendirildiğinde, boylarının yaklaşık 45 cm uzunluğunda olduğu izlenir. Bununla birlikte 34 haftalık bebeğin kilosu ise ortalama 2190 gramdır. Elbette tüm bebekler bu değer aralıklarında olmadığı için sizin bebeğinizin ölçüleri biraz daha farklı olabilir.
34 haftalık gebelik gelişimi devam eden bebeğinizin cilt altı yağ katmanı gelişmeye devam ederek daha dolgun bir görünüm alır. Ayrıca tırnakları da uzamış, vücut ısısını koruma görevi gören verniks kazeoza maddesi de kalınlaşmaya başlamıştır.
Bu dönemde yatış pozisyonlarında zorlanmalar başlayabilir. Bu nedenle uyku pozisyonunda sol tarafa yatmaya devam edilmelidir. Öte yandan vücudunuzda şişlik ve ödem oluşabilir. Bu tür sorunlar ve kolay bir doğum için hafif egzersizler yapabilirsiniz. Aksi doktorunuz tarafından belirtilmedikçe; en azından günlük 30 dk. yürüyüş yapmak, hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı açısından son derece faydalıdır.
34 haftalık gebelikte bebek hareketlerinin azalması; yeri daralan ve günün büyük bir bölümünü uykuda geçiren bebeğiniz için son derece normaldir. Ayrıca 34 haftalık gebelikte bebeğin ters olması da muhtemel durumlardan biridir. Bebeğiniz doğuma yaklaşan bu haftalarda baş aşağı durabilir. Ancak sizin bebeğiniz henüz dönmediyse endiş
etmenize gerek yoktur. Çünkü bebeklerin yüzde 96'sı 38. haftaya kadar doğum pozisyonu alır.
34 haftalık gebelikte sancı yaşıyorsanız, gerçek doğum sancıları ile yalancı doğum sancıları arasındaki farkı doktorunuza sormanızın zamanı gelmiştir. Yalancı doğum sancıları, ağrılı olsa da acıdan çok rahatsızlık verici tarzdadır. Kısa süreli ve düzensiz olan bu tür kasılmalara "Braxton Hicks" kasılmaları denir. Karnın alt bölgesinde ya da sırtın altın oluşan bu tür sancılar, bazen çok ciddi ağrılara da neden olabilir. 34 haftalık gebelikte kasık ağrısı yaşıyorsanız, belki de sebebi yalancı doğum kasılmaları da olabilir. Gerçek doğum sancıları, rahmin tepe bölümünden aşağı doğru inen ve tüm rahme yayılan bir ağrı şeklindedir. Düzenli ve sık aralıklarla gelen bu tür ağrılar yaşarsanız, mutlaka doktorunuza haber vermeniz gerekir.
35 haftalık gebelik, artık ağrılarınızı yoğun biçimde hissettiğiniz haftaya girdiğiniz anlamına gelir. Gebeliğin 35. Haftası sonrası doktor muayeneleri sıklaşır. Ayrıca 35 haftalık gebelik sancıları bakımından NST cihazına bağlanmanız gerekir. Böylece hem sancılarınız hem de bebeğinizin kalp atış ritimleri değerlendirilecektir.
35 hafta gebelik sırasında anne adaylarının çoğu kronik yorgunluk, karmaşık rüyalar görme ve unutkanlık gibi şikayetlerden yakınabilir. Bu tür durumlar değişken hormonlar nedeniyle meydana gelen rahatsızlıklardır ve doğumdan sonra geçecektir. 35. hafta gebelik sırasında vajinal kültür analizi yapılabilir. B grubu streptokokların tespit edilmesi için yapılan bu kültür, doğum yoluyla bebeğinize geçebilecek olan bakterilerin tespit edilmesi adına önemlidir. Yetişkinlerde zararsız olan bu tür bakteriler, bebek üzerinde birtakım sorunlara neden olabilir. Bu nedenle doğum esnasında antibiyotik kullanımı olup olmayacağına karar verilmesi için bu testin mutlaka 35. ve 37. haftalar arasında yapılması önerilir.
35 haftalık bebeğin gelişimi bu hafta içerisinde de hızlı bir şekilde devam eder. Özellikle beyin gelişimi artan, sinir sistemi nöronları ve bağlantıları gelişen bebeğinizin, böbrekleri de gelişimini tamamlamış, karaciğeri ise bazı atıkları işlemeye başlamıştır. Kulakları tam olarak oluşan bebeğiniz, dış sesleri net olarak duyabilir. Ailenin seslerini tanır ve doğumdan sonra çevresinde bu sesleri arar.
Gebeliğin sonlarına doğru yaklaşan anne adayı, doğumla ilgili detaylar konusunda daha da meraklı olmaya başlar. Bu etapta pek çok anne adayı, 35 haftalık bebek kilosu konusunda da bilgi sahibi olmak ve doğum anında bebeğinin kilosunu yaklaşık olarak hesaplamak ister. Anne karnında 35 haftalık bebek kilosu, yaklaşık 2600 grama, uzunluğu ise 48 cm'e ulaşmış olabilir. Kabaca bir hesapla, gebeliğin son dönemine doğru haftada 350 ila 500 gram alırsanız, bunun 180 ila 250 gramı bebeğinize gidecektir.
35 haftalık gebelik ultrason görüntüleri sırasında ilkel soluk alıp verme hareketi ile sıklıkla görülebilir. 34. haftada başlayan, çene kasları ile emme refleksini geliştiren parmak emme hareketleri bu hafta içinde de devam eder.
Bu hafta ve sonraki haftalarda uykusuzluk problemi yaşayabilirsiniz. Bunun birincil nedeni büyüyen karnınız olsa da diğer bir nedeni de bebeğin mesaneye yaptığı baskı nedeniyle sık aralıklarla tuvalete gitme ihtiyacınız olabilir. Bu konuda gece yatmadan bir saat kadar önce sıvı alımını sınırlamanız iyi bir çözümdür.
35 haftalık gebelikte karın ağrısı pek çok anne adayının yaşadığı temel sorunlardan biridir. Doğumun yaklaşması nedeniyle açılan rahim ağzı, karın ve kasık ağrılarına neden olabilir. Ancak doğum sancılarının başladığı anlamına gelmeyen bu açılma, genellikle sancıların başlamasından haftalar önce meydana gelir. Diğer yandan 35 haftalık gebelikte vajina ağrısı yaşanması da rahim ağzı açılmaları ile ilgili olabilir. Düzenli bir ağrı yanı sıra vajinada bıçak saplanması gibi bir acı ve baskı yaşayabilirsiniz. 35 haftalık gebelikte kasık ağrısı ve vajina ağrısı yaşamak, genel olarak kaygı yaratacak bir durum değildir; ancak ağrıların yoğunlaşması halinde dikkatli olunmalıdır.
Bazı anne adayları, 35 haftalık gebelikte kasılmalar yaşayabileceği gibi hiçbir şey hissetmeyebilir. Eğer rahminizi kasılmış ve sertleşmiş gibi hissediyorsanız, kasılmaların düzenli olup olmadığını ve kaç dakika ara ile geldiğini not etmeniz gerekir. 35 haftalık gebelikte erken doğum belirtileri olan şiddetli, sık ve düzenli kasılmalar, mutlaka ciddiye alınması gereken belirtiler arasındadır.
Hamilelikte baş ağrısı birçok anne adayının yakındığı rahatsızlıklardan biridir. Özellikle giderek şiddetlenen ve geçmeyen baş ağrıları, anne adayının yaşam kalitesini düşürür. Hormon miktarındaki dalgalanmalar, kan hacminin artması, burun tıkanıklığı, kronik yorgunluk, ilaçlar ve ilk trimesterdeki bulantı ve kusmalar baş ağrısına neden olabilir. Öncelikle bol su içmek ve sıvı tüketmek, ağrı üzerinde oldukça etkilidir. Kan şekerinin düşmesini önlemek için sık sık; ancak azar azar yemek de ağrıya iyi gelebilir. Eğer yanınızda biri varsa; sırtınıza, omzunuza ve başınıza masaj yaptırarak rahatlayabilirsiniz.
36 haftalık gebelik, bebeğin erken doğsa bile nefes almaya hazır olduğu haftadır. Bu haftanın sonunda bebeğinizin akciğerleri de tamamlanacağından, tüm vücut olarak doğuma hazır hale gelir.
36 haftalık gebelik, bebeğinizin bağışıklık sisteminin de tamamen geliştiği haftadır. Dolayısıyla doğum anında yaşanabilecek olası bir enfeksiyona karşılık verebilir. Aynı zamanda gebelikte 36. hafta bebeğin vücudunu kaplayan "lanugo" adı verilen tüylerin kaybolmaya başladığı zamandır. Ancak doğumdan sonra yine de bir miktar tüy görülse de zamanla hepsi dökülecektir.
Gebelikte 36. hafta bebek gelişimi açısından önemli bir haftadır. Bu hafta bitmeden doğum yaparsanız, bebeğiniz prematüre olarak adlandırılacakken, bu haftanın sonunda yani 37. haftada normal doğan bebek olarak adlandırılır. Bununla birlikte 36 haftalık bebek, anne karnında daha az hareket edebilir. Çünkü bebeğinizin yeri giderek daralmıştır ve içeride nispeten daha sıkışık pozisyonda durduğundan kıpırdayacak daha az yeri mevcuttur. Ayrıca bebeğin başı, doğum pozisyonu ile birlikte kemik çatıya yerleştiği için 36 haftalık bebek hareketleri eskisinden çok daha az olabilir. Eğer daha önce hissettiğiniz sert tekmeleri daha az gözlemlemeye başladıysanız, genellikle endişelenmenize gerek yoktur. Buna karşın gün içinde hiç hareket hissetmeme gibi anormal bir durum yaşarsanız, elbette doktorunuza danışmayı ihmal etmemelisiniz.
Bu haftaya girildiğinde bebeğiniz ortalama 2700 gram ağırlığa ve yaklaşık 49 cm uzunluğa ulaşmış olur. Bebeğinizin cilt altı yağ depolama süreci bu hafta içerisinde de devam ettiği için, hafta tamamlandığında 36 haftalık bebeğin kilosu daha da artar.
Hamilelikte 36. hafta bebek gelişimi, sindirim sisteminde de kendini gösterir. Bebeğiniz halen göbek bağı aracılığı ile sizden besin transferi yapıyor olsa da olası bir erken doğum sonrası sütünüzü emdiği andan itib <|vq_12345|> html
36. hafta bebek gelişimi, sindirim sisteminde de kendini gösterir. Bebeğiniz halen göbek bağı aracılığı ile sizden besin transferi yapıyor olsa da olası bir erken doğum sonrası sütünüzü emdiği andan itibaren sindirim sistemi çalışmaya başlayacaktır. Diğer organların gelişimleri de tamamlandığından, bebeğiniz normal yaşamına adapte olma konusunda sıkıntı yaşamayacaktır.
36 haftalık bebek incelenirken, doktorunuz bebeğinizin pozisyonu dışında hareketlerini ve hareket sıklığını, amniyon sıvısının miktarını ve kalp atış hızını da kontrol edecektir. Bebeğin kilosu ve boyu ultrason ortamında yaklaşık olarak tespit edilebilse de henüz sezaryen ya da normal doğum koşulları için net bir durum yoktur.
Bu noktada önemli olan bebeğin, anne adayının pelvisine sığması ve doğum kanalından geçmesidir. 36 haftalık bebeğin anne karnındaki görüntüsü diğer haftalara göre çok daha net olarak görülür. Giderek artan yağ dokusu sayesinde eller, parmaklar, ayaklar ve yüz hatları dolgunlaştığı için yenidoğan bir bebek görüntüsüne daha yakındır.
36. hafta, anne adayının karnının iyice çıktığı haftaların başladığını gösterir. Buna göre rahmin tepe noktası ile pubik simfiz arası ortalama 36 cm ölçülür. Rahim iyice büyüdüğü için kaburga kemiğinin hemen altında aşırı baskı hissedebilirsiniz. Bu da 36 haftalık gebelikte mide bulantısı ve mide yanması gibi sorunların en temel nedenidir.
Bu hafta içerisinde ve sonraki haftalarda doğum yaklaştıkça çok daha gergin, heyecanlı ve huzursuz hissedebilirsiniz. Ayrıca 36 haftalık gebelikte sancı ve mide bulantısı gibi şiddeti giderek artan belirtiler de bu dönemin zorlu geçmesine neden olabilir. Özellikle rahmin doğuma hazırlık süreci olarak bilinen ve Braxton Hicks olarak adlandırılan yalancı kasılmalar daha sık olarak görülmeye başladığından, 36 haftalık gebelikte kasık ağrısı ve sırt ağrısı yaşayabilirsiniz. Eğer bu tür kasılmalar bir saat içerisinde 5 dakikada bir geliyorsa ve görülme sırası 1 dakikadan fazla sürüyorsa doktorunuza bilgi verilmesi gerekebilir.
Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu pek çok anne adayının karşılaştığı sorunlardan biridir. Tedavisi oldukça kolay olsa da ciddiye alınmadığında hem annenin hem de bebeğin sağlığını ciddi oranda etkileyebilir. Hamilelikte idrar yolu enfeksiyonu belirtileri bazen aniden ortaya çıkarken bazen de grip benzeri belirtiler ile karıştırılabildiğinden sinsice ilerleyebilir. En çok görülen belirtiler idrar yaparken yanma, özellikle geceleri hissedilen sık sık idrar yapma isteği, kasık ağrısı, ateş, idrarın koyu renge dönüşmesi, kötü kokulu yeşil akıntı ve genital bölgede kaşıntıdır.
Gebelik döneminde karşılaşılan idrar yolu enfeksiyonu ilaç ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun için doktorunuzun önereceği antibiyotikleri kullanmanız önerilir. Hamilelikte idrar yolu enfeksiyonu tedavisi ortalama 5 gün sürer. İlaç tedavisine başlandıktan sonra 3. gün itibariyle belirtiler hafifler. Geçmeyen şikayetler için doktorunuza bilgi vermeniz gerekir. Tedavinin bebeğe herhangi bir zararı olmaz. Eğer tedavi edilmezse, idrar yolu enfeksiyonu amniyotik kesenin erken açılmasına neden olabilir. Bu da erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve bazen de ölü doğuma bile sebep olabildiğinden, enfeksiyon belirtileri görüldüğünde tedaviye başlanması gerekir.
37 haftalık gebelik, hamilelik yolculuğunuzun neredeyse sonuna geldiğinizi gösterir. Yani olası bir doğum durumunda artık bebeğiniz hazırdır. Bu dönemde ev iş
lerinin ve sizi yoracak diğer tüm işlerin azaltılması önerilir. Bu haftadan itibaren doğuma hazırlanmanız ve dinlenmeniz önerilir.
37 haftalık bebek gelişimi artık doğuma hazır olacak şekilde tamamlanmıştır. Bütün organları oluşmuştur ve doğumdan itibaren dış dünyaya kolayca adapte olabilir. Ancak beyin ve sinir sistemi halen gelişmeye devam eder ve bu gelişme doğumdan sonra da sürer. 37 haftalık bebek, doğuma hazır hale gelmek için bu hafta içerisinde doğum pozisyonuna girer. Sıklıkla hıçkırma, gerilme, parmak emme ve irkilme gibi hareketler sergiler. El parmakları, avucuna bırakılan bir cismi tutabilir.
Anne karnında 37 haftalık bebek halen vücudu genelinde yağ tabakası biriktirmeye devam eder. Organlarının, bazı kaslarının çevresi ve cildin alt kısmı yağ kaplar. Bu durum, doğumdan sonra bebeğinizin vücut ısısını kontrol etmesi ve hayatta kalması bakımından yardımcıdır. 37 haftada bebek hareketleri biraz azalabilir. Bebeğiniz artık doğuma hazır olduğu ve yeterince büyüdüğü için rahim içerisinde hareket edebileceği alan oldukça kısıtlanmıştır. 37 haftalık bebek hareketlerinde azalma görülmesi anormal bir durum değildir, telaşlanmayın. Bebeğiniz yerinden memnun olmadığında ya da sıkıştığında tepki verebilir. Bu hafta bebeğin kilosu ortalama 3100 gramdır. Bebeğin uzunluğu 47 - 49 cm'dir.
37 haftalık ultrason muayenesinde bebeğin parmağını emdiği görülebilir. Ayrıca soluk alıp verme hareketleri de görülebilir. Amniyon sıvısını yutma olarak görülen bu hareketler, doğum sonrası hemen meydana gelecek solunumun hazırlığıdır.
Rahim duvarının incelmesine bağlı olarak bu hafta içerisinde rahim içine daha fazla ışık girer. Anne karnında 37. hafta bebek görüntüleri incelendiğinde, bebeklerin kafasını aniden ışığa doğru çevirdikleri ve mimikleri gösterilmiştir. Bununla birlikte günlük yaşamdaki ses ve ışıklara verdiği tepkileri hissedilebilir. Bazen karnınızın bir bölümünde ani yükselmeler görebilirsiniz.
37. haftaya gelindiğinde en büyük merak konusu doğumun zamanı ve şeklidir. Doğumun ne zaman ve hangi saatte gerçekleşeceğinin bilinmesi mümkün değildir. Ancak bazı belirtiler takip edilerek vücudun kendini doğuma hazırladığı tespit edilebilir.
37. hafta gebelik sancıları sıklığı ve şiddeti bakımından takip edilmesi gereken önemli hamilelik haftalarından biridir. Yaşanılan kasılmalar düzensiz ve kısa süreli ise Braxton Hicks kasılmaları düşünülür. Buna karşın 37 haftalık gebelikte kasılmalar daha düzenli, sık aralıklarla ve şiddeti giderek artan şekilde yaşanırsa, istirahat ile geçmezse bu durum doğumun başladığının habercisidir.
37 haftalık gebelikte vajina ağrısı ile birlikte ona eşlik eden kasık ağrısı da sıklıkla olabilir. Doğum kanalına giren ve aşağı doğru baskı yapan bebeğiniz bu tür ağrılara neden olabilir.
Dikkat edilmesi gereken şeylerden biri de 37 haftalık gebelikte kan gelmesi olayıdır. Gelen kan hafifçe yapışkan bir akıntı şeklinde ise "nişan gelmesi" olabilir. Nişan olarak adlandırılan ve doğuma işaret eden mukus, rahmin ağzını tıkayan ve bebeği muhtemel mikroplar ile enfeksiyonlara karşı koruyan tıkaçtır. Bu tıkaç, doğum başladığı zaman gelebildiği gibi bazen de doğumdan birkaç gün önce gelebilir. Bu durumu doktorunuza haber verebilirsiniz.
Doğumların yüzde 75'i 38 ila 41. hafta arasında gerçekleşir. 38 hafta gebelik bebeğin doğduğu andan itibaren sorunsuz şekilde hayatına devam edebileceği bir haftadır. Bu nedenle önceden planlanmış bir sezaryen operasyonu, gebeliğin 38. haftası içerisinde ve sonrasında planlanabilir.
38 haftalık bebek, organları ve sistemleri tamamen olgunlaştığı için dışarıdaki hayata artık hazırdır. Anne karnında kaldığı sürede kilo alımı devam edebilir. Bununla birlikte bebeğiniz kız ise vajina tamamen belirgin hale gelmiş; erkek ise testisler torba içerisine inmiştir. Basit sindirim yapan bağırsaklarda siyah ve koyu yeşil renkli "mekonyum" denilen ilk dışkı görülür.
Anne karnında 38 haftalık bebek tamamen sesleri ve ışığı algılar halde gelmiştir. Bu dönemde sesleri de algılayıp ayırt edebildiğinden onunla bol bol konuşup şarkılar söyleyebilirsiniz. Dilerseniz dinlenme anlarında rahatlatıcı müzikler de dinletebilirsiniz. Doğumdan önceki haftalarda bebek hareketlerinde bir miktar azalma olması normaldir. Doğum için enerji toplayan ve dinlenen bebeğinizin son günlerde daha sakin olduğunu hissedebilirsiniz. Lakin bu hiç hareket olmayacağı anlamına gelmez. Bunun için günlük 10-12 hareket, ya da 3-4 saat hiç hareket hissetmezseniz doktorunuz ile iletişime geçmelisiniz.
38 haftalık bebeğin kilosu da anne adaylarının güncel konuları arasında yer alır. Bebeğiniz her gün kilo alsa da doğuma az bir süre kaldığı için belirgin bir değişim olmaz. 38 haftalık bebek kilosu ve boyu ise ortalama 3200 gram ve 52 cm'e ulaşmıştır.
Pubik simfiz ile rahim arasındaki mesafe ortalama 36 ila 38 cm arasındadır. Bununla birlikte anne adayının kilosunda da ciddi bir değişim olmaz. Hatta bazı anneler doğum zamanı yaklaşırken yarım kg bile kaybedebilir. Büyüyen rahim ve göbek bölgesinin yaptığı ağırlık ve duruş bozukluğu 38 haftalık gebelikte bel ağrısı ile bacaklarda varis neden olabilir. Benzer şekilde büyüyen rahmin göğüs kafesi altına baskı yapması nedeniyle nefes darlığı da olabilir.
38 haftalık gebelikte kasık ağrısı en sık görülen şikayetler arasındadır. Bunun nedeni, vücudun bağ dokularının doğuma hazırlık için gevşemeye başlamasıdır. Özellikle leğen kemiği ve kasık bölgesinde yumuşayan bu kaslar, adeta bacaklarınızın gövdenizden ayrılıyormuş hissine neden olur. Doğumun başlamasının en güçlü belirtisi düzenli kasılmalardır. Bu nedenle 38 haftalık gebelik sancıları titizlikle takip edilmeli, daha az sıklıkla oluşan ve düzenli şekilde gelen kasılmalar varsa, zaman kaybetmeden doktora haber verilmelidir. Gerçek sancılar dinlenmekle geçmez ve zamanla şiddeti artar. Benzer şekilde 38 haftalık gebelikte sümüksü akıntı da kasılmalar ile birlikte görülebilir. Özellikle bu akıntının kahverengi veya kırmızı kan ile karışık gelmesi, rahim ağzı tıkacı olarak bilinen "nişan gelmesi" olarak nitelendirilir. Nişan gelmesinden itibaren rahim ağzı açılmaya başladığından, doğum süreci de resmen başlamış demektir.
39 haftalık gebelik, artık beklenen doğum tarihinize sadece bir hafta kaldığını gösterir. Tamamen gelişmiş ve dış dünyaya hazır hale gelmiş olan bebeğiniz bu hafta içinde doğabilir.
39 hafta gebelik, daha sıkı takip isteyen son aşamadır. Doktorunuz bu kritik dönemde sizi sık sık görmek isteyecek, bebeğin kilosunu ve boyunu kontrol edecektir. Aynı zamanda bebeğin anne karnındaki durumu ve pozisyonu da kontrol altında tutulacaktır. Gebelikte 39. hafta ağrı ve rahatsızlıkların da yaygın şekilde görüldüğü bir hafta olabilir. Rahim, doğuma hazırlık için düzensiz kasılmalar yapmaya başlar.
39 haftalık bebek gelişimi önceki kadar olmasa da devam eder. Vücut yağ katmanı az miktarda artar. Önceki haftalarda daha pembe renge sahip olan cilt, 39. haftadan sonra yavaş yavaş beyazlamaya başlar.
Anne karnında 39 haftalık bebek artık yeterince büyümüş olduğu için rahim ona dar gelmeye başlar. Aynı zamanda bebeğin kafası pelvis boşluğunda ve kemik çatıya dayanmıştır. Bu nedenle önceki haftalara göre 39 haftalık gebelikte bebek hareketi azalmıştır. Buna karşın hareket ettiği zamanlarda oldukça incelen rahim nedeniyle anne adayı bebek hareketlerini net hissedebilir. Bazı anneler tam olarak bu sebeple "39 haftalık gebelikte bebek çok hareketli" diye düşünebilir. Normal şartlar altında doğuma yakın bebek hareketleri azalır; ancak gün içinde en az 10 kez hissedilmesi gerekir. Tatlı bir şeyler yediğiniz ve sol yanınıza uzandığınızda bebeğinizin hareketlerini hissedebilirsiniz. Yine de çok fazla ya da çok az hareketlerde doktorunuza bilgi vermeniz önemlidir.
Bu hafta içerisinde anne adayları 39 haftalık bebek kilosu konusunda da meraklı olabilir. 39 haftalık gebelik bebek kilosu yaklaşık 3300-3400 gramdır. Bununla birlikte boyu ise ortalama 52-54 cm'e ulaşmıştır.
39 haftalık bebeğin anne karnındaki görüntüsü baş aşağı durumdadır. Yani başını pelvis boşluğuna yerleştirmiş ve doğum pozisyonunu almıştır. Yüzü, annesinin omurga kısmına baksa da sağda, solda veya önde görünebilir. Nadir olsa da 39 haftalık bebek görüntüsü hala başı yukarıda ve oturma pozisyonunda olabilir. Makat geliş olarak adlandırılan bu pozisyon doğuma yakın değişebilir. Aksi durumlarda doktorunuz en uygun doğum şekline göre değerlendirme yapar.
Eğer 39 haftalık gebeyseniz, kendinizi çok irileşmiş hissetmeniz normaldir. Çünkü büyüyen rahminiz, pelvis ve karın boşluğunun büyük bölümünü doldurmuş, artık daha da genişleyecek bir yer kalmamıştır. Psikolojik olarak kendinizi kaygılı, heyecanlı, endişeli ve hatta korku içinde hissetmeniz de olağandır. Bazen gergin iken bazen de son derece keyifli olabilirsiniz. Bu tür duygu salınımları çok olağandır. Ancak iyi haber şu ki, tüm bunların geçmesine sadece birkaç gününüz kalmıştır.
Bu hafta içerisinde sahte doğum sancıları yaşamanız da olasıdır. 39 haftalık gebelikte kasılmalar, "Braxton Hicks" olarak adlandırılır ve önceki haftalara göre sayısında artış görülür. Bu tür sahte kasılmaları, doğum sancısından ayıran en temel özellikler dinlenildiğinde hafiflemesi ve düzensiz olmasıdır. Kasılmalara bağlı olarak 39 haftalık gebelik kasık ağrısı, sırt ağrısı ve karın ağrısı gibi rahatsızlıkların da sıkça görüldüğü bir haftadır. Tüm bunlara karşın 39 haftalık gebelikte sancı olmaması da olağan bir durumdur. Doğuma henüz yeteri kadar zaman varsa, kasılma ve sancılar olmayabilir.
Bu haftada bebeğinizin başı pelvise indiği için bu haftada rahat nefes alabiliyor olsanız da yürümeniz zorlaşabilir. Tabiri caizse paytak paytak yürürsünüz ve ağırlığı dengelemek için bel bölgesine yüklenildiğinden 39 haftalık gebelikte bel ağrısı anne adayını en çok zorlayan rahatsızlıklar arasındadır.
39. hafta, bebeğinizin doğuma en yakın olduğu haftadır. Bu nedenle doğum belirtileri titizlikle takip edilmelidir. 39 haftalık gebelik doğum belirtileri bakımından önemli detaylar içerir. Örnek vermek gerekirse, rahim ağzındaki genişleme gösterilebilir. Rahim ağzı, doğuma hazırlık için 39. ve 40. haftada genişlemeye devam eder. Normal doğum belirtileri arasında da sayılan bu genişleme 10 cm'e ulaştığında ve rahim ağzında incelme olduğunda doğum başlar.
Gebelikte doğum belirtileri arasında suyun gelmesi de sayılır. Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı doğum için yırtıldığında amniyotik sıvı birden boşalabileceği gibi sızıntı şeklinde de su gelebilir. Doğum başlama belirtileri arasında ishal, sık tuvalete gitme ihtiyacı, kanlı ve sümüksü formdaki nişan düşmesi, akıntı miktarında artış, bebek hareketlerinde azalma gibi olaylar olsa da en güçlü belirti kasılmalardır. Doğum sancısı belirtileri, bebeğinizi rahim kanalından aşağı doğru iten kasılmalardır. Bel ile karın arasında kramp hissi ile başlayan sancılar, dinlenme veya uzanma ile geçmez, giderek şiddetlenir ve sıklığı artar. Bu tür bir belirti ile karşılaştığınızda derhal doktorunuza haber vermeniz ve doğum çantanızı alarak sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir.
Hamilelikte 40. hafta, doğum ihtimalinin yüksek olduğu dönemdir. Özellikle gebeliğin son haftasında kanlı ve sümüksü akıntı olan nişan geldiyse, doğum 12 ila 24 saat içerisinde muhtemelen başlayacaktır.
Doğum belirtisi olabilecek olan ve dikkatle takip etmeniz gereken 40 haftada gebelik kasılmaları yani sancılar oldukça barizdir. Kaynağını belden alan ve kasılma şeklinde ilerleyen ağrılar doğum sancısıdır. Eğer bu sancıların şiddeti ve sıklığı giderek artıyorsa ve düzenli aralıklarla hissediliyorsa, derhal doktorunuza haber vermeniz gerekir.
40 haftalık gebelikte doğum belirtileri arasında su gelmesi de önemlidir. Amniyon kesesi yırtıldığında ve su boşaldığında doğumunuz başlamıştır. Önlenemeyen su akışı şeklinde olan ve diğer akıntılardan çok farklı olan su gelmesini ilk etapta idrar olarak düşünseniz de miktarı daha fazla olduğundan suyunuzun geldiğini anlayabilirsiniz.
Hamileliğin son haftaları dikkat edilmesi gerekenler arasında beslenme de yer alır. Diğer haftalarda olduğu gibi dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli ve olması gerekenden çok daha fazla kilo almamalısınız. Ayrıca tüketilen besinlerin baharatlı, yağlı, tuzlu ve mideyi rahatsız edecek formda olmaması gerekir.
Eğer egzersiz yapıyorsanız, kendinizi yoracak hareketlerden uzak durmanız gerekir. Bunun dışında eğer seyahat etmeniz gerekiyorsa, mutlaka doktorunuzu bilgilendirmeniz gerekir. Ancak son haftalarda doktorunuz ile aynı şehirden uzaklaşmanız tavsiye edilmez. Öte yandan ağır kaldırma, ev işleri yapma, dakikalarca ayakta kalma ya da uzun yürüyüşlerden de kaçınılması gereklidir.
40 hafta dolmasına rağmen anne adayında doğum belirtileri görülmezse ortalama 2-3 günde bir kontrol edilmelidir. Çünkü gebeliğin bu haftasından sonra bebek risk altına girer. Bu nedenle bebeğin sıvısına, solunum hareketlerine, kalp atımlarına özel olarak bakılır. Eğer her şey yolunda ise ve bu hafta içerisinde de doğum olmazsa, 41-42. haftaya kadar beklenir. Ancak bu sürenin geçmesine izin verilmez. Çünkü günü geçen bebeklerde cilt üzerindeki verniks tabakası yok olduğundan cilt kırışmış, sarkmış, soyulmaya başlamış ve kurumuştur. Bu belirtilerin hepsi geçicidir ve doğumdan sonra hızla düzelir. Yine benzer şekilde günü geçen bebeğin saçları ve tırnakları daha uzun olabilir. Vücudunda "lanugo" adı verilen tüyler de yok olmuş haldedir. Öte yandan gözleri daha açık ve dikkatli şekilde doğması beklenir.
40 haftada doğum belirtileri arasında rahim ağzı açıklığı da sayılabilir. Genellikle bu hafta içerisinde ultrason ile sadece amniyon sıvısının durumu değerlendirilir ve bebeğin genel durumu kontrol edilir. Bunun dışında anne karnına bağlanan prob ile kasılmalar ve kalp atımları NST cihazı ile tespit edilir.
40 haftalık bebek görüntüsü dışında anne adayına bu hafta içerisinde biyofizik profili de yapılır. Özel ölçümleme parametreleri içeren bu profilde 40 haftalık gebelik görüntüleri dışında bebeğin anne karnındaki hareketleri ve hareket sıklığı, kas yoğunluğu, refleksleri, nefes alışverişi, diyafram hareketleri, amniyotik sıvının miktarı gibi ölçümler yapılır. Şayet ölçümlerde bir anormallik tespit edilirse, doktorunuz tarafından suni sancı veya sezaryen ile doğum başlatılabilir.