Son günceleme Ocak, 2025
Rahim ağzı yetmezliği her 200-300 gebelikte bir görülen, 4. ve 5. ayda gebelik kaybına neden olan bir durumdur. Rahim ağzı yetmezliği bazı riskli anne adaylarında önceden tahmin edilebilir. Bazen de rastlantısal olarak bulunabilir. Riskli gebelik uzmanı (perinatolog) işte bu noktada devreye girer ve hem riskli hastayı saptar hem de gereken haftalarda muayene yaparak rastlantısal yakalama denen durumu ortadan kaldırır.
Riskli anne adayının ve her gebeliğin, gebeliğin belirli haftalarında rahim ağzının değerlendirilmesi gerekir. Rahim ağzının değerlendirilmesi için alttan yapılan ultrason ile aşağıdakilere bakılarak anne rahmin hakkında bilgi sahibi olunur:
Rahim ağzının uzunluğu
Rahim ağzının kalınlığı
Rahim ağzının ultrasonla görülen katmanlarının görünümü
Rahim alt segmentinin görünümü
Rahim ağzının mobilitesinin görünümü
Yani bakılan tek şey, rahim ağzının uzunluğu değildir. Tek bir değerlendirmenin yapılıp diğer alanların yapılmaması hekimde ve anne adayında yanlış, aldatıcı bir değerlendirmeye neden olabilir.
Riskli gebelik uzmanı (perinatolog) uygun görür ise rahim ağzı yetmezliği dikişi (serklaj operasyonu) yaparak anne ve bebeğini korumaya kalır. Ancak burada dikiş kararı vermek çok zordur. Rahim ağzı dikişi basit bir ameliyat gibi görülse de, bazı hastalarda doğumu tetiklemektedir. Bu nedenle hekimin tecrübesi son derece önemlidir.
Her gebelik kan şekeri düzeyini bir miktar artırabilir. Bunun nedeni bebeğe sürekli ve düzgün bir şekilde glukoz (şeker) ulaştırmaktır. Çünkü anne karnındaki bebeğin ana yakıtı glukozdur. Anne ise kan yağ asitlerini, kolesterolünü artırarak süreci idare etmektedir.
Her yüz gebelikten 8 ile 10’unda gizli şeker hastalığına rastlanmaktadır. Bazı anne adaylarında gizli şeker normalden daha sık görülebilmektedir. Bu nedenle risk grubunda yer alan anne adayları perinatologlar (riskli gebelik uzmanı) tarafından belirlenerek tedavileri düzenlenmekte ve gerek anne gerek bebeğin zarar görmesinin önüne geçilebilmektedir.
Tansiyon artışı
Sezaryen oranında artış
Doğum sonrası kanama riskinde artış olarak sıralanabilir.
İri bebek olasılığı
Son aylarda bebek kaybı
Omuz takılması ve klavikula kemiğinin kırılması olarak sıralanabilir.
Gizli şeker hastalığı iki farklı şekilde taranmaktadır. Bu testler:
İki basamaklı tarama: Önce 50 gram şeker tarama testi yapılır. Bu testte bozukluk çıkar ise sonrasında 100 gram şeker tarama testi yapılır.
Tek basamaklı tarama: Bu testte sadece bir günde 75 gram şeker tarama testi yapılır.
Kesinlikle hayır, ancak açlık tokluk testi ile şeker düzeyinin düzenli olup olmadığı ve insülin kullanımına gerek olup olmadığı araştırılır.
Şeker testlerinde alınan glukoz, öncelikle midemize ve oradan da emilerek kan dolaşımımıza geçer. Normal sağlıklı bir insanda, şeker testlerinde alınan glukozu hızla düzenleyecek insülin denen hormona sahiptir. Bu hormon kan şekerindeki artışı algılar ve kan şekeri düzenlemesi için salınır. Bu sayede kan şekeri aşırı yükselmez ve insan dengede kalır. Yani verilen şeker direkt bebeğe geçmemektedir. Ek olarak bebeğin esas enerji maddesinin glukoz olduğu da unutulmamalıdır. Ancak gebelikte her gün ve her öğünde aşırı şekerli gıda tüketilirse hem anne hem de bebek etkilenecektir.
Dolayısıyla tarama amacı ile yapılan şeker testleri anne ve bebeğe kesinlikle zarar verememektedir.
Günümüzde 75 gram ve 100 gram şeker testleri aç karnına yapılan testlerdir. Aç karnına alınan şeker bazı anne adaylarında tansiyon düşmesine neden olmaktadır. Ek olarak şekerli su içilmesi de insanın midesini bulandırabilir. Bu nedenle şeker testlerinde bazı hastalarda bu tarzda şikayetler olabilir.
35 yaş altı, normal risk grubunda olan anne adayında yapılması önerilen ilk tarama testi ikili testtir. Esasen down sendromu hakkında bilgi vermektedir. Ancak trizomi 13-18 gibi nadir kromozom bozuklukları hakkında bilgi verebilir.
İkili test gebeliğin 11-14. haftaları arasında, en uygun olanı ise gebeliğin 12. haftasında yapılmaktadır. Bu haftaların altında veya üstünde yapılması önerilmez. Çünkü hazırlanan bilgisayar programı, bu haftaları sınır almıştır.
Öncelikle anne adayı dinlenir ve testi etkileyecek faktörler aranır, sonrasında detaylı ultrason incelemesi yapılır. Bu ultrason incelemesinde yapılanlar:
Bebeğin detaylı ultrason incelemesi
Bebeğin ense kalınlığının ölçülmesi (NT saydamlığı kalınlığı)
Bebeğin burun kemiğinin ölçülmesi
Bebeğin boyunun (CRL) baş ve popo mesafesinin ölçülmesi
Bu inceleme sonrası gereken form doldurulur ve anneden kan alınır. Anne adayından iki hormon ölçülür. Bu hormonlar:
HCG (Human Chorionic Gonadotrophin)
PAPP-A (Pregnancy Association Plasma Protein A)
Bütün bu ölçüm ve kan hormon değerlerinin incelemesi sonucunda bir bilgisayar programı tarafından yapılan hesaplama ile bebekte down sendromu görülme olasılığı belirlenir. Ancak bu sonuç bir olasılıktır, yani kesin değildir. Ailenin ve hekimin karşılıklı konuşarak bu sonucu değerlendirmesi gerekmektedir.
İkili test esasen down sendromu taraması için yapılmaktadır. Ancak bu test aşağıdakiler hakkında da bilgi vermektedir:
Trizomi 13-18
Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi)
Plasenta yetmezlik
Gelişme geriliği
Erken doğum
İkili test tüm bu durumlar için olasılık vermektedir.
Hayır. Bu test için anne adayının aç olmasına gerek yoktur.
İkili test sonucu sıklıkla 2-3 gün içerisinde sonuçlanır.
İkili testte aşağıdakiler hakkında risk çıkabilir:
Down sendromu (trizomi 21)
Trizomi 13
Trizomi 18
Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi)
Gelişme geriliği (IUGR)
Çıkan sonucun değerlendirmesi perinatoloji uzmanı tarafından değerlendirilir ve aileye ayrıntılı bilgi verilir. İkili tarama testinde risk çıkarsa aşağıdakilerin yapılması gerekir:
Ailenin ayrıntılı bilgilendirilmesi
Detaylı ultrasonun tekrar yapılması
Hücre dışı fetal DNA taraması hakkında bilgilendirme
Kordon villus biyopsisi ve amniyosentez hakkında bilgilendirme
Günümüzde, üçlü test, yerini dörtlü teste bırakmıştır.
Dörtlü tarama testi gebeliğin 16. haftası ile 20. haftası arasında yapılan tarama testidir. Eski yıllarda daha sık yapılan test, günümüzde yerini ikili teste bırakmıştır. Günümüzde sadece ikili testi yapılamamış aileye önerilmektedir. Yani rutin gebelik takibindeki yeri giderek azalmaktadır.
Dörtlü testte dört ayrı hormon ölçümü yapılmaktadır. Bu nedenle teste dörtlü test denilmektedir. Kanda ölçülen değerler, bebeğin ultrason ölçümüne göre hesaplanmaktadır. Bu nedenle testi yapıldığı gün ultrason incelemesi yapılarak bebeğin ölçümü gerçekleştirilir.
Ölçülen maddeler:
AFP (alfa fetoprotein)
uE3 (unkonjuge estriol)
HCG
inhibin A
Dörtlü test aslında down sendromu taraması amacı ile yapılır. Ancak bunun dışında bazı diğer durumlar hakkında da bilgi verebilirler.
Down sendromu
Trizomi 18
Turner sendromu
Triploidiler
Smith-Lemni-Opitz sendromu
İktiyozis
Nöral tüp efektleri (Spina Bifida)
Dörtlü testte risk çıkması durumunda yapılması gerekenleri aşağıda sıralayacak olursak:
Ailenin ayrıntılı bilgilendirilmesi
Detaylı ultrasonun tekrar yapılması
Hücre dışı fetal DNA taraması hakkında bilgilendirme
Amniyosentez hakkında bilgilendirme
Hayır. Bu iki ayrı test, aynı gebelikte yapılmamalıdır. Hem ikili test hem de dörtlü testin anne adayına yapılması sonuçların yanlış yorumlanmasına neden olacaktır.
Annelerin sağlıklı bir gebelik geçirmeleri ve sağlıklı bebek doğurmaları için gebelikleri boyunca belirli dönemlerde belirli testleri yaptırmaları gerekir. Peki, bu testler nelerdir?
Hamilelik döneminde yapılması gereken testler hem bebeğin hem de annenin bu süreci sağlıkla geçirmesine yardımcı oluyor, gerekli durumlarda zamanında tedavi olanağı sağlar.
Gebelikte ilk yapılması gereken test öncelikle beta hCG dediğimiz kanda gebelik testidir. Bu test hem gebeliğin gerçekten var olup olmadığını göstermesi hem de dış gebelik ve rahim içi gebeliğin ayırt edilmesinde önemlidir. Bu amaçla beta hCG ile birlikte ultrasonografi yapılması gerekir. Bunun dışında kan grubu tayini, tam kan sayımı, serbest T4, TSH, biokimya testleri yapılmalıdır. Kan grubu tayini kan uyuşmazlığının belirlenmesi için, kan sayımı ile biokimya testleri anne adayının kansızlığının olup olmadığını göstermesi ve mevcut sağlık durumunun değerlendirilmesi için önemlidir. Tiroid hastalığı annenin yanı sıra bebeğin gelişimini de olumsuz yönde etkilediği için serbest T4 ve TSH testi yapılması önemlidir. Anne adayının Rh negatif baba adayının Rh pozitif olduğu durumlarda kan uyuşmazlığı testi adı verilen indirekt Coombs testi yapılmalıdır.
Gebelikte perinatal enfeksiyonlar adı verilen ve hem anne adayını hem de bebeği etkileyebilen enfeksiyonlar için tarama testi yapılması gereklidir. Bu testler; Hepatit B, Hepatit C, HIV, VDRL, sifiliz, Toksoplazma, CMV, Rubella'dır. Bu enfeksiyonların ortak özelliği düşük, ölü doğum, prematürite, intrauterin büyüme geriliği, konjenital malformasyonlar, doğumda veya hemen sonra görülen akut hastalık veya normal term bebek ile sonuçlanabilmeleridir. Bu testlere ek olarak tam idrar tahlili yapılmalıdır; çünkü hamilelik sürecinde görülecek gizli idrar yolu enfeksiyonları erken dönem düşükler, erken doğum tehdidi, erken su gelişine neden olabilir.
11-14 hafta arasında ikili tarama testi adı verilen ve başta Down Sendromu olmak üzere bazı kromozom bozukları için risk durumunu gösteren kan testi yapılır. Bu testin yapılacağı gün önce ultrason yapılır. Ultrasonda bebeğin ense kalınlığı ölçülür, burun kemiğinin olup olmadığına veya kardiak veya başka bir anomali olup olmadığına bakılır.
Riskli gebeliklerde 10. haftadan itibaren anne kanında serbest fetal DNA testi yapılabilir. Serbest Fetal DNA testinde; anne adayının kanından serbest fetal DNA elde edilerek fetal kromozomlar incelenir. Kesin bir tanı testi olmamakla birlikte, güvenilirliği yüksek bir tarama testi olarak kabul edilmektedir. Bu test ikili veya üçlü tarama testinde yüksek risk çıkan hastalarda, anne adayı doğum yaptığı sırada 35 yaş ve üzerindeyse, fetal ultrason ile saptanmış artmış anöploidi (kromozomal anomali) riski olan anne adaylarında, daha önce trizomili bebek (Down Sendromu) doğum öyküsü olanlarda veya detaylı ultrasonda kromozom anomalisi riski olan anne adaylarına önerilir.
16-20 haftalar arasında kromozom anomalisi ve spina bifida taraması için üçlü veya dörtlü test yapılabilir. İkili, üçlü, dörtlü tarama testleri ve anne kanında serbest fetal DNA testi tarama testleridir. Bu nedenle bu testlerde yüksek risk çıktığı durumlarda kesin tanıyı koymak için gebelik haftasına göre koryon villus biyopsisi, amniosentez veya kordosentez yapılması gerekir.
20-22 haftalar arasında bebeğin organlarının durumu, bebeğin eşi adı verilen plasentanın durumu, rahim ağzı uzunluğunun belirlenmesi, rahimi besleyen damarlardaki kan akışı gibi parametrelerin değerlendirilmesi için detaylı ultrasonografi yapılır.
Gebelikte gebelik hormonlarının da etkisi ile diabeti olmayan kadınlarda gestasyonel diabet adı verilen gebeliğin şeker hastalığı görülebilir. Gestasyonel diabettanısı konulup tedavisi yapılmazsa bebekte intrauterin dönemde, doğum sırasında ve doğumdan sonraki dönemde problemlere yol açabilir. Bu nedenle tanısının konulması önemlidir. Bu amaçla 24-28 haftalar arasında 75 gr şeker yükleme testi yapılır. Bir diğer test de 50 gram şeker testi olup bunda yüksek değer çıkması durumunda tanı için 100 gram şeker yükleme testi yapılır. Ayrıca tam kan sayımı, idrar tahlili ve idrar kültürü de tekrarlanır. Rh uygunsuzluğu olan gebelerde 28 haftada indirekt Coombs testi tekrarlanarak sonucuna göre kan uyuşmazlığı iğnesi yapılması gerekir.
Gebeliğin son aylarında hem annedeki sancı durumunu hem de bebeğin kalp atışlarını değerlendirmek amacıyla NST yapılır. NST gebeliğin 32-34. haftalarında uygulamaya başlanır. Ancak erken doğum tehdidi gibi gebelikle ilgili risk faktörlerinin varlığında daha erken haftalarda başlanabilir. 35-37 haftalar arasında B grubu streptokok için vajen ve anüsten kültür alınır. Tüm gebelik boyunca anne adayının şikâyetlerine göre tam kan sayımı ve idrar tahlili tekrarlanır.